149 ESER SANATSEVERLERLE BULUŞTU

149 ESER SANATSEVERLERLE BULUŞTU

Fethiye İmam Hatip Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu Görsel Sanatlar atölye öğrencilerinin eserlerinden oluşan yılsonu sergisi ziyaretçilerin büyük beğenisini kazandı. ERASTA AVM’de gerçekleştirilen etkinliğin açılışını Fethiye İlçe Milli Eğitim Müdürü Faruk Kaya ve Okul Müdürü Ramazan Sevinç birlikte yaptı.

A+A-

Fethiye İmam Hatip Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu Görsel Sanatlar atölye öğrencilerinin Görsel Sanatlar Öğretmeni İzden Coşkun rehberliğinde yaptıkları birbirinden güzel eserlerinin yer aldığı sergi ERASTA AVM’de gerçekleştirildi.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Faruk Kaya ve Okul Müdürü Ramazan Sevinç’in okul öğretmenleri ve öğrencilerle birlikte gerçekleştirdiği açılışa çok sayıda vatandaş katıldı.

Tezhipten yağlı boya çalışmalarına, geleneksel Türk el sanatlarından ebrû sanatına birbirinden güzel eserlerin yer aldığı sergiye öğrencilerin de yoğun ilgi gösterdi.

Sergide yer alan eserler hakkında bilgi veren Fethiye İmam Hatip Fen ve Sosyal Bilimler Proje Okulu Görsel Sanatlar Öğretmeni İzden Coşkun ziyaretçilerin ilgi ve alakasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “Sergimiz, okulumuz 9. 10. 11. Ve 12. Sınıf Görsel Sanatlar atölye öğrencilerinin çalışmalarından oluşmaktadır. Yılsonu sergimizde Müfredat programımız çerçevesinde ürettiğimiz; karakalem portrelerimiz, nokta-çizgi kompozisyonlarımız, yağlıboya röprodüksiyonlar (Hoca Ali Rıza Efendi, Şeker Ahmet Paşa, Osman Hamdi Bey, Salvador Dali) , yağlı pastel boya natürmortlarımız, kolaj çalışmalarımız ve ağırlıklı olarak Geleneksel Türk El Sanatlarımızdan; Sultanlar serisi olarak çalıştığımız minyatürlerimiz, tezhiplerle süslediğimiz hat yazılarımız ve ebrû sanatımızdan eserler yer almaktadır. Çok şükür, toplamda 149 eser sergilemiş olduk” diye konuştu.

“GÖRSEL SANATLAR AKADEMİK BAŞARIYI DESTEKLER”

Okullarda verilen Görsel Sanatlar derslerinin öğrencilere Çağdaş Dünya Sanatını, Çağdaş Türk Sanatını ve Geleneksel Türk El Sanatlarını bir arada deneyimleme fırsatı sunduğunun altını çizen İzden Coşkun, “Benim bu konuda Geleneksel Sanatlara karşı biraz daha hassas bir yaklaşım içinde olduğum söylenebilir. Çünkü kültür anlamında oldukça zengin ve içerik anlamında da Sn. Prof. Dr. Saadettin ÖKTEN’in belirttiği gibi; “temelinde İslâm medeniyetinin, öğretilerinin hâkim olduğu bir medeniyet ailesinde gelişmiş olması söz konusudur.”  Bu açıdan hayatın manevi yönüne ağırlık vererek, zengin motiflerle, renk skalasıyla, kompozisyon oluşturma ve uygulama noktasında sabırlı bir yolculuk yapılır ve olgunluk kazanılır, kısaca bu sanatlar; yüzeysel bir bakıştan ziyade içsel duygulara dokunan, incelikler nakşeden bir derinlik taşımaktadır. Baktığımız zaman mimarimiz, camilerimizi süsleyen motifler, çinilerimiz, kitap yazımında resmedilen ve tarihi argüman niteliği taşıyan minyatürler, ciltleme ve ebrularımız, yazılı levha ve naht süslemelerimiz, Hilye-i Şerif ve ayetlerimizin tezhip süslemeleri ve daha pek çok yerde hem kalbe hem de göze güzellik katma noktasında zirvede yer almaktadır.  Zaten Geleneksel Türk Sanatlarımız çocuklarımız tarafından tanındıkça, sevildiği görülüyor, sevildikçe de medeniyeti sahiplenmiş ve geleceğe taşıyıcı gönüllüler yetişmiş oluyor. Bu da bizleri mutlu etmeye yetiyor” dedi.

“DEĞERLERİMİZİ BİLEREK ÖĞRETMELİ, UYGULAYARAK YAŞATMALIYIZ”

Geleneksel Türk Sanatlarının modern sanat anlayışıyla bağdaştırılarak gelecek kuşaklara aktarılmasının son derece önemli bir husus olduğunu vurgulayan İzden Coşkun sözlerini şu cümlelerle tamamladı:

“Açıkçası, yüzyıl öncesine ait sanatsal değerleri, öz kültürel ve medeniyet taşlarını oluşturan sanatsal bir geleneğe sahip olmak beni oldukça heyecanlandıran milli bir duygu.  Bu değerlerin bilinerek öğrenilmesi, uygulayarak yaşatılması, üstatları dönemin sanatsal disiplinleriyle saygı ve sevgiyle anıp, algılayıp, sanat alanı tasavvurunda önemli bir öğe olarak görmesi mühim bir başlangıçtır. Öğrenci tarafından bunların tespit edilmesini sağladığımızda, kayboluşa karşı dipdiri ayakta durup gelecek kuşaklara da aktarabilmenin önünü açacağımızı düşünüyorum. Şöyle söyleyebilirim; artık çağımız teknoloji çağı ve sosyal medya kullanım alanları oldukça geniş. Geleneksel Türk El Sanatlarına ilgili, merak eden, öğrenmek isteyen herkes kolayca istediği kaynağa ulaşabiliyor. Yeni neslin farkındalığını artırabilmenin en öncelikli temel yolu okul eğitimi olduğunu düşünüyorum, bu noktada sanat eğitimi derslerimizde hassasiyetle Üstatları ve onun yetiştirdiği talebeleri tanıtmak boynumuzun borcudur. Diğer taraftan; özel, Belediye ve Halk eğitim merkezlerinin Geleneksel Türk El Sanatları atölye eğitimlerinde yine aynı hassasiyet ile tanıtılması gerektiğini düşünüyorum.”

Bu haber toplam 290 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.