Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündemle ilgili şu açıklamalarda bulundu:

“Buradan, sizlerin vasıtasıyla, Ülkemizde ve yurt dışında gözünü ve gönlünü bize çevirmiş tüm kardeşlerimize, Kalbi bizimle birlikte atan tüm vatandaşlarımıza selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum.

Türkmen, Arap, Kürt, Sünni, Şii fark etmeksizin kardeşlerimiz zaten çok iyi biliyorlar. Bırakın Mehmetçiği kendi topraklarında konuşlanmasına itiraz etmeyi, bilakis bundan memnuniyet duyuyorlar. Değerli arkadaşlar, hal böyleyken, Cumhuriyeti kuran parti olduğunu iddia eden CHP'nin tezkereye karşı çıktığını gördük. Türkiye Büyük Millet Meclisi, ülkenin ve milletin güvenliğini çok yakından ilgilendiren bir oylama yapıyor. Ama bakıyorsunuz, ülkenin ana muhalefet partisi, saçma sapan argümanlarla, kendilerinin bile inanmadığı bir sürü bahanenin arkasına saklanarak buna karşı çıkıyor. Ne yazık ki, dış politikaya dair hususlarda yerli ve milli bir duruş sergilemekten uzak bir tavır içindedir. Meydanlarda hamaset dolu söylemlerle nutuk atmayı pek iyi bilmektedirler. Ancak, iş sözüne sadık kalmaya, söylediklerinin arkasında durmaya gelince, bir anda yön değiştirip geri adım atmakta, milletimizin gözleri önünde çark etmektedirler

“BİZİM İÇİN ASIL OLAN TÜRKİYE’DİR. TÜRKİYE’NİN SELAMETİDİR”

Sayın Özel, böyle siyaset yapmaya devam ederse endişem odur ki, CHP ya hararet yapacak ya dingil kıracak ya da şanzıman dağıtacaktır. Bunun sinyalleri şimdiden görünmektedir. Sayın Genel Başkan, yaptığı gaflarla, kırdığı potlarla kendini her geçen gün daha fazla komik duruma düşürmektedir. Dün yine çıkmış, ölçüsüz ve mesnetsiz açıklamalar yapmıştır. Deprem bölgesiyle ilgili hezeyanlarına hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız, hem de bölge milletvekillerimiz gereken cevabı verecektir.
Önceden turist gibi de olsa bölgeye yollarını düşürürlerdi, şimdi artık onu bile yapamıyorlar. Ne yürütülen altyapı ve üstyapı çalışmalarından ne tamamlanan konutlardan ne de deprem bölgemizin nereden nereye geldiğinden haberleri vardır. Nasıl on altı yıldır hizmette olan hızlı trenle daha yeni tanışıyorlarsa, belki on sene sonra bizim deprem bölgemizde yaptıklarımızın da farkına varırlar.

Bölgemizin güvenliğini, CHP’nin itimat telkin etmeyen politikalarına asla bağlayamayız. Çünkü bizim için asıl olan Türkiye’dir. Türkiye’nin selametidir. Seksen altı milyon insanımızın her akşam huzur içinde başını yastığa koyabilmesidir.

AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kırmızı çizgimiz; bu aziz vatanın bekasının, her şart altında muhafazası ve müdafaasıdır. Bunun yolu ise hem hudutlarımız içinde hem de sınır ötesinde güvenlik bakımından en küçük bir boşluk dahi bırakmamaktan geçmektedir. İzlediğiniz, dinlediğiniz ve dualarınızla yanımızda olduğunuz için teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. Allah yar ve yardımcımız olsun.

“BU SÜREÇTE HERKESİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMASI GEREKMEKTEDİR”

Son iki haftada önemli gelişmeler yaşandı. Her şey kendi mecrasında ilerlemektedir.
Tahriklere aldırmadan, süreci kundaklamaya dönük gizli ya da açık hiçbir girişime prim vermeden çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bir taraftan emniyet ve savunma noktasında işi son derece sıkı tutarken, diğer taraftan da ülkemizi neredeyse yarım asırdır canını yakan bu büyük sıkıntıdan, bu ağır kamburdan kurtaracak adımları cesaretle atıyoruz.

Cumhur İttifakı Ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin cesur ve ufuk açıcı katkıları, partimizin toplumun her kesimini kucaklayan yoğun çalışmaları, devletimizin ilgini bütün kurumlarının olağanüstü gayretleri neticesinde, hamdolsun terörsüz Türkiye menziline doğru emin atımlarla yürüyoruz.

Grup toplantısında yaptığı tarihi değerlendirmelerle başta FETÖ'cü alçaklar olmak üzere müfsit ve müflis zihniyetin bütün oyunlarını deşifre eden, bununla kalmayıp kirli heveslerini kursaklarında bırakan Sayın Devlet Bahçeli'ye canı gönülden teşekkür ediyorum.

Meclis Başkan Vekili ve DEM Parti Van Milletvekili Sayın Pervin Buldan ile DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Sayın Mithat Sancar’ı Külliyemizde kabul ederek son derece yapıcı bir görüşme gerçekleştirdik. Sürecin büyük bir hassasiyetle ilerletilmesi noktasında, benzer kaygıları ve ortak sorumluluk duygusunu paylaştığımızı bir kez daha teyit ve müşahede ettik.

Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge hedefine giden yolda, yeni bir kavşağa ulaştığımız artık açıkça görülmektedir. Bu süreçte herkesin elini taşın altına koyması, sürece samimiyetle destek vermesi ve elinden gelen en yüksek katkıyı sunmaya odaklanması gerekmektedir.

Cumhur İttifakı olarak biz, bugüne kadar üzerimize düşeni yaptık; bundan sonra da aynı kararlılıkla yapmaya devam edeceğiz.

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE, HUZUR VE BARIŞ İÇİNDE YAŞAYAN MUTLU TÜRKİYE’DİR”

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 5 Ağustos’tan bu yana gerçekleştirdiği toplantılarla kuruluş misyonunu başarıyla yerine getirmiştir. Komisyon çatısı altında sürece dair tüm konuların kapsamlı biçimde tartışılması, hiç kimsenin dışarıda bırakılmadan, ilgili bütün tarafların dinlenmesi ve farklı fikirlerin cesaretle dile getirilmesi son derece kıymetlidir.

Meclis Başkanımızın riyasetinde yürütülen çalışmalarla komisyon, önemli bir boşluğu doldurmuş,
biz karar alıcılara rehberlik edecek güçlü bir birikim oluşturmuştur. Komisyonumuzun yazacağı kapsamlı raporu ve önümüzdeki döneme dair belirleyeceği hukuki yol haritasını bu bakımdan çok önemsiyoruz.

Biraz daha cesaretle, biraz daha gayretle, biraz daha özgüvenle Allah’ın izniyle bu süreci başarıyla sonuçlandıracağız. Terörsüz Türkiye, huzur ve barış içinde yaşayan mutlu Türkiye’dir. Terörsüz Türkiye, muazzam bir kardeşlik ve kucaklaşma sahnesi olacak, muvaffak, muzaffer ve muteber Türkiye’nin nişanesidir.

“SOSYAL YARDIM BÜTÇESİNİ 2026 YILINDA 917 MİLYAR LİRAYA ÇIKARIYORUZ”

Son toplantımızdan bu yana aralarında Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’nın Ankara’da ofis açmasını da içeren pek çok uluslararası anlaşma Genel Kurulda görüşülerek uygun bulunmuştur.

Türkiye’nin, Filistin davasına ve Filistinli kardeşlerimizin hak, adalet ve özgürlük mücadelesine verdiği önemin yeni bir nişanesi olan bu kararın hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum.

Ayrıca, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifini Gazi Meclisimizin takdirine sunmuş bulunuyoruz. Bu bütçe, AK Parti hükümetlerinin hazırladığı 24’üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi döneminin ise 8’inci bütçesidir. Aynı zamanda, siyasi istikrarımızın ve kurumsal sürekliliğimizin güçlü bir göstergesidir. Bütçe teklifinde, her bir vatandaşımızın kalkınma ve büyümenin getirdiği fırsatlardan adil biçimde yararlanmasını temel ilke olarak belirledik.

2026 yılında gelirlerin ise 16 trilyon 216 milyar lira olacağını öngörüyoruz. Sosyal yardım bütçesini 2026 yılında 917 milyar liraya çıkarıyoruz. Sosyal konut projelerini desteklemek amacıyla 100 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğalgazı daha uygun şekilde kullanabilmeleri için
2026 yılı bütçesinde 373 milyar lira kaynak öngörüyoruz.

Bodrum FK, Mücadelesine İstanbulspor’la Devam Edecek
Bodrum FK, Mücadelesine İstanbulspor’la Devam Edecek
İçeriği Görüntüle

“HER SEÇİMDE YAPACAKLARIMIZLA KONUŞTUK”

23 yıldır kesintisiz biçimde ülkeye hizmet etme vazifesini ifade ediyoruz. 3 Kasım sonrası girdiğimiz her seçimde oylarımızı artırdık, milletimizin teveccühüne daha fazla mazhar oldu. Bizim iktidara geldiğimiz günlerde doğanlar şimdi 23 yaşındalar. 3 Kasım ve sonrasında girdiğimiz her seçim şeffaflık, güvenilirlik ve katılım noktasında, bakın iddiayla söylüyorum, dünyanın açık ara en temiz seçimleri olmuştur.

Diktatörmüş, yok efendim otoriterlikmiş. Bunların hepsi safsatadan ibarettir. Bu asılsız ithamlar, muhaliflerimiz ve muarızlarımız tarafından kendi başarısızlıklarını ve beceriksizliklerini örtmek için kullanılan iftiralardır. Girdiğimiz her seçimde ne dedik? Hodri meydan. Her seçimde yaptıklarımızla ama daha çok yapacaklarımızla konuştuk. Ortaya bir ufuk koyduk, hedef koyduk, vizyon koyduk. Milletimiz de her defasında hür iradesiyle bizi tercih etti. Hamdolsun, tercih etmeye de devam ediyor. 52 yılda Türkiye’de 39 hükümet kurulmuş. Bu ne demek biliyor musunuz? Bu, Türkiye’de ortalama her 16 ayda bir hükümetin değiştiği anlamına geliyor. Bir başbakan, kabinesiyle, ekibiyle göreve geliyor; daha ne olduğunu anlamadan 16 ay sonra görevi bir başkasına devrediyor. Ülkede istikrar yok, güven yok, süreklilik yok.

Böyle bir ortamda ne yatırım yapabilirsiniz ne ülkenin kronik sorunlarına kalıcı çözüm üretebilirsiniz.
Ekonomiyi yönetmek, dış politikada etkin olmak, huzuru ve asayişi tesis etmek neredeyse imkânsız hâle gelir.

Şunu da açıkça söyleyeyim: Gezi olaylarının, 17–25 Aralık girişimlerinin ve 15 Temmuz ihanetinin Türkiye’ye, Türk ekonomisine ve dış politikamıza verdiği zarar çok büyüktür. Öyle ki, İstiklal Savaşı öncesindeki işgal güçlerinin verdiği zararı bile aşmıştır. Hep beraber görüyoruz.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin içini boşalttılar; belediyeye işi düşen herkesi adeta haraca bağladılar. Milyarlarca lirayı siyaseti dizayn etmek için seferber ettiler. Yetmedi; yabancı istihbarat örgütleriyle iş tuttular.

İşte biz, böyle bir zihniyete, böyle bir ihanet şebekesine ve ülkemizin hasımlarıyla iş tutan anlayışa karşı dimdik ayaktayız; mücadele ediyoruz ve aynı zamanda milletimiz için hizmet üretmeye devam ediyoruz.

"GELECEĞE DAİR ASLA UMUTSUZ DEĞİLİM"

“23 yılda ne yaptınız?” diyorlar. Cevabımız net. 23 yılda, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını yüreğinde taşıyacak bir gençlik yetiştirdik. Onun için ben geleceğe dair asla umutsuz değilim, asla karamsar değilim. Siz bakmayın, cadı kılığına giren üç beş kimliğe. Alkol şişelerinden hak, özgürlük devşirmeye çalışan üç beş şarlatana takılmayın. Bu ülkede, alnı secdede, milletine saygılı, vatanına aşkla bağlı bir gençlik var. Nereden geldiğini bilen, nereye gittiğini bilen ayakları bu vatan toprağına sapasağlam basan, fedakâr, cefakâr, eğitimli, donanımlı, dürüst, ahlaklı bir nesil var. Sayıları her geçen gün artıyor.

3 Kasım sadece bir seçim değildir. 3 Kasım; Türkiye’nin potansiyelini yeniden keşfettiği, şahlanışa geçtiği, şaha kalktığı bir sürecin başlangıcıdır. 3 Kasım; milletimizin istiklal ve istikbal mücadelesinde yepyeni bir milattır. Buradan geri dönüş yoktur. Ne yaparlarsa yapsınlar, artık Türkiye’yi bu yoldan saptıramazlar, rayından çıkaramazlar.

Şunu da bir kez daha açık ve net söylüyorum; 15 Temmuz gecesi kurulan Cumhur İttifakı’nın surlarında bir gedik açılmasına asla izin vermeyeceğiz. Aramızda çatırdama, çatlak arayanları bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceğiz.

"BÜTÇEDE EN BÜYÜK PAYI EĞİTİME AYIRDIK"

Tarımsal destek programları için ayrılan kaynağımız 168 milyar liradır. Ayrıca reel kesimi 493 milyar liralık ödenekle destekleyeceğiz. 2002 yılından beri eğitimi en öncelikli meselemiz olarak gördük ve eğitim bütçemizi 2026 yılında 2 trilyon 896 milyar liraya yükselttik. Böylece 2002'de bütçeden yüzde 9,4 seviyesinde pay alan eğitime 2026 yılında yüzde 15,3 ile en büyük payı ayırdık.

Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmaları için 1 trilyon 594 milyar lira kaynak tahsis ettik. Mahalli idarelerimiz için ayrılan kaynağı bu sene daha da artırdık. Büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayrılan toplam kaynağı 1 trilyon 657 milyar liraya çıkarıyoruz. 2002 yılında bu kaynağın bütçe içerisindeki payı yüzde 4 iken bu oranı 2026 yılında yüzde 8,8'e yükseltiyoruz.”

Muhabir: YELDA ERGEZEN