Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan-Gürcistan sınırında C130 tipi askeri kargo uçağının düşmesine ilişkin, "Kaza-kırım ekibimizin topladığı veriler ışığında ve kara kutunun incelenmesi neticesinde, 20 canımızı şehit verdiğimiz elim hadisenin neden yaşandığını çok daha net görebileceğiz. Bunları da başta şehit yakınlarımız olmak üzere kamuoyumuzla şeffaf bir şekilde paylaşacağız." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, yaşanan her olayın, Türkiye'nin, sınırlarının çok ötesinde bir büyüklüğe ve nüfuza sahip olduğunu gözler önüne serdiğini belirtti.
Bu durumu, zafer kutlamalarından dönerken, Azerbaycan-Gürcistan sınırına yakın Signagi bölgesinde düşen askeri kargo uçağı sonrası bir kez daha gördüklerini ifade eden Erdoğan, kardeş ülkeler başta olmak üzere dünyanın her tarafından taziye ve dayanışma mesajları aldıklarını anımsattı.
Bilhassa Gürcistan ve Azerbaycan'ın facianın ilk anından itibaren tüm imkanlarını seferber ettiklerini, arama-kurtarma ekiplerinin ulaştırılması, enkazın bulunması, olay mahallinin güvenliğinin sağlanması noktasında tam bir iş birliği içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
Uçağın kara kutusuna ve şehitlerimizin naaşlarına kısa sürede ulaştık. Cuma günü de ebedi istirahatgâhlarına uğurlamak üzere şehitlerimizi ülkemize getirdik. Bakanlarımızın, milletvekillerimizin, sivil ve askerî erkan ile vatandaşlarımızın katılımıyla şehitlerimize son görevimizi yerine getirdik. Bir kez daha aziz hatıralarını daima yaşatacağımız kahraman askerlerimizi kemal-i hürmetle yad ediyor, her birine Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Aynı şekilde Hırvatistan dönüşü düşen Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağında şehit olan pilotumuza da Rabbimden rahmet diliyorum. Şairin dediği gibi, 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bu hakikat, asırlardır değişmedi ve değişmeyecek. Bin yıldır olduğu gibi bugün de sınırlarımız içinde ve dışında milletimizin huzuru, devletimizin bekası uğruna canları pahasına vazife yapan nice vatan evladı var. Rabbim hepsini korusun, muhafaza etsin, ayaklarına taş değdirmesin diyorum. Kaza-kırım ekibimizin topladığı veriler ışığında ve kara kutunun incelenmesi neticesinde, 20 canımızı şehit verdiğimiz elim hadisenin neden yaşandığını çok daha net görebileceğiz. Bunları da başta şehit yakınlarımız olmak üzere kamuoyumuzla şeffaf bir şekilde paylaşacağız. Bu vesileyle telefonla arayarak veya mesaj yollayarak acımızı paylaşan tüm dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum.
Peygamberlikten sonraki en yüce makam olan şehadet mertebesine ulaşmak ne kadar ulvi ise geride kalanlar için de sabretmenin o kadar büyük bir derece olduğunu belirten Erdoğan, "Şehit yakınlarının teslimiyeti, vakarı, sabrı ve metaneti karşısında, bu milletin bir ferdi olarak, açık söylüyorum, duygulanmamak elde değil. Yüreklerine düşen kor ateşe rağmen metanetlerinden asla taviz vermeyen tüm kardeşlerimden Allah razı olsun." dedi.
"İHA VE SİHA ÜRETİMİNDE ARTIK DÜNYANIN İLK 3 ÜLKESİ ARASINDAYIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Kasım'da Cumhuriyet'in banisi ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, vefatının 87'nci yıl dönümünde saygıyla yad ettiklerini anımsatarak, şöyle konuştu:
"İktidarlarımız boyunca 'Millete efendilik yoktur; hadimlik vardır' prensibinden hareketle aziz milletimize kimsenin patronluk taslamasına, parmak sallamasına, Anadolu insanını hor, hakir görmesine müsaade etmedik. Bu topraklarda kurduğumuz devletler zincirimizin en son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet muzaffer ve muvaffak kılmak için canla başla çalıştık. Bir dönem toplu iğne dahi üretemeyen bir ülkeyi, dünyanın en büyük 17'nci, Avrupa'nın en büyük 7'nci ekonomisi haline getirdik.
2025 yılı ikinci çeyreğinde kişi başı milli gelir 17 bin dolara yaklaştı. 2002 senesinde yılda sadece 36 milyar dolar ihracat yapabiliyorduk. Ekim 2025 itibarıyla yıllıklandırılmış ihracımız 270,2 milyar dolarla rekor kırdı. Hizmetler ihracatımız ise 14 milyar dolardan 121,6 milyar dolara çıktı. Savunma sanayisinde bir zamanlar yüzde 80 oranında dışa bağımlı olan Türkiye, bugün bu alanda dünyanın imrenerek takip ettiği bir seviyeye yükseldi. İHA ve SİHA üretiminde artık dünyanın ilk 3 ülkesi arasındayız."
"TÜRKİYE, HİZMET VE ESER NOKTASINDA EN ÜRETKEN YILLARINI YAŞIYOR"
Sadece ekonomide değil, demokraside de zihniyet dönüşümü gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"1940'lardan itibaren siyasete musallat olan faşizan zihniyet yerine, milli iradenin gerçek manada egemen olduğu yönetim modelini ülkemize kazandırdık. Tek parti zihniyetinin cumhur ile Cumhuriyet, devlet ile millet arasına ördüğü duvarları, hayata geçirdiğimiz tarihi nitelikteki reformlarla ortadan kaldırdık. Şunu büyük bir gururla ifade etmek istiyorum; bugün Türkiye emin, ehil, dürüst, çalışkan kadroların riyasetinde, her alanda son asrın en başarılı, hizmet ve eser noktasında en üretken yıllarını yaşıyor. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, adım adım gerçeğe dönüşüyor. İnşallah hiç kimsenin, dahili ve harici hiçbir bedhahın, emperyalistlere taşeronluk yapan hiçbir odağın bu kutlu yürüyüşe ket vurmasına izin vermeyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı gün AK Parti Genel Merkezi'nde "Şehirciliğimizde İnsan ve Mekân"
"Sayın Cumhurbaşkanı ile milli davamız Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve Ada'daki gerçeklere uygun bir çözüme yönelik atılabilecek ortak adımları değerlendirdik. Sayın Erhürman'ın son dönemde Rum kesimine yönelik mesajlarında, Kıbrıs Türkü'nün egemen eşitliğinden ödün verilmeyeceğini vurgulaması önemlidir.
Geçmişte defalarca denenmiş ve netice alınmamış önerilerin tekrar ısıtılmaya çalışılmasını, vakit kaybı olarak görüyoruz. Kıbrıs meselesinin çözümü, çeşitli vesilelerle altını çizdiğimiz üzere, iki devletin bir arada var olmasından geçiyor. Kıbrıs Türkü'nün ilk baştan beri gösterdiği cesaret, irade ve yapıcı tutumu, Rum tarafı da gösterirse Ada'da egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye dayalı kalıcı, adil ve gerçekçi bir çözüm bulunabilir. Değilse adaletsizlik üzerine hiçbir çözüm bina edilemez. Bu vesileyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanının 42'nci yıl dönümünü bir kere daha tebrik ediyor, Kıbrıs Türkü'nün esenlik ve güvenliği için şehit olan tüm Mehmetçik ve mücahitlerimizi rahmetle yad ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Kasım'da Atatürk Kültür Merkezi'nde, Şule Yüksel Şenler Vakfı ile Doktor Beti Şabaz Merkezinin organize ettiği "Uluslararası İnsan Hakları Konferansı ve Yankılar Sergisi"nin açılışını gerçekleştirdiklerini söyledi.
"HEDEFİMİZ YIL BAŞINDAN ÖNCE 453 BİN BAĞIMSIZ BÖLÜMÜN TESLİMİNİ YAPMAK"
Adıyaman'ı 15 Kasım'da ziyaret ettiklerini, deprem bölgesinin yaralarını sarmayı süratle sürdürdüklerini vurgulayan Erdoğan, "Eylül ayında Malatya'da 304 bininci afet konutumuzun kurasını çekmiştik. Adıyaman'da da 350 bininci yuvamızın anahtarlarını teslim etmenin sevincini yaşadık. Böylece tek seferde toplam 45 bin 342 konut ve işyerini daha teslim etmiş olduk. Yıl sonunda Adıyaman'ımızda toplam 43 bin 573 konut ve iş yerini daha teslim etmeyi hedefliyoruz. 11 ilimiz için hedefimiz; yıl başından önce 453 bin bağımsız bölümün anahtar teslimini yapmaktır." diye konuştu.
Erdoğan, evine kavuşmamış tek bir hak sahibi bırakmayana kadar gece gündüz çalışacaklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Hal böyleyken gören herkesin takdir ettiği hizmetleri itibarsızlaştırmaya çalışan bir zihniyetin umutsuz çırpınışlarına şahit oluyoruz. Taş üstüne taş koymaktan aciz olanlar, deprem bölgesinde rekor sürede yapılan inşa ve ihya çalışmalarını karalıyor. Bir işin ucundan tutmadıkları gibi bir de 7 gün 24 saat esasına göre şantiyelerde ter döken mühendislerimizin, işçilerimizin emeğine laf ediyorlar. İş yapmayı 'animasyon yapmak' olarak görenlere ne desek boş. Rabbim hiç kimseyi, sırf siyasi ve ideolojik taassubu yüzünden yalan söyleyecek, verilen onca emeğe çamur atacak seviyeye düşürmesin. Allah'ın izniyle biz bunlara aldırmayacak ve sadece işimize bakacağız. Bir kez daha kuralarını çektiğimiz ev ve işyerlerinin depremzedelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gıda güvenliği konusunda en küçük bir ihmale toleransımız yoktur. Her ne surette olursa olsun daha fazla para kazanmak için insanımızın sağlığını tehlikeye atanlarla mücadelemiz aynı kararlılıkla sürecektir." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Hükümetin en hassas davrandığı konuların başında temiz ve sağlıklı gıdaya erişim ile gıda güvenliğinin geldiğini vurgulayan Erdoğan, "İnsanımızın ücretini ödediği üründe hile, hurda, aldatmaca olmaması için ne yapılması gerekiyorsa, yapmanın çabası içindeyiz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, denetimler sonucunda taklit-tağşiş yapılan sağlıksız ürünlerin artık anlık olarak Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlandığını anımsatarak, İstanbul'da 2'si çocuk 3 gurbetçinin hayatını kaybetmesinin ardından basın organlarında yaşanan tartışmalara bakıldığında bu konudaki hassasiyetin ne kadar yerinde, doğru ve isabetli olduğunu tekrar gördüklerini söyledi.
Olayla ilgili soruşturmanın şu an çok boyutlu bir şekilde devam ettiğini belirten Erdoğan, emniyet birimleri ve savcıların gerekli tahkikatı yapacağını, ölümlerin neden kaynaklandığının ortaya çıkacağını kaydetti.
Erdoğan, burada ikircikli bir tavra da şahitlik ettiklerini dile getirerek, "Geçen sene, kimi meşhur markalar dahil, ürünlerde tağşiş, taklit, hile, hurda tespit ettiği için ana muhalefetin insafsızca eleştirdiği devlet kurumlarımız, bugün aynı kesimlerce yine hedef tahtasına konuluyor. Oysa biz, tarladan sofraya uzanan o büyük emek yolculuğunun her adımında, denetmenlerimiz vasıtasıyla gerekli kontrollerin titizlikle yapılmasını sağlıyoruz." diye konuştu.
Vatandaşlardan gelen ihbar ve şikayetlerin dikkatlice değerlendirildiğinin altını çizen Erdoğan, "Herhangi bir sorun, sıkıntı veya yönetmeliklere aykırı bir durum tespit ettiğimizde de kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz. 2025 yılında ülke genelinde yürütülen çalışmalar kapsamında tam 1 milyon 103 bin gıda kontrolü gerçekleştirildi. Kayıt ve onaydan hijyene, izlenebilirlikten muhafaza şartlarına kadar her detay tek tek incelendi. Kurallara uymadığı tespit edilen 25 bin 750 işletmeye toplam 2 milyar 206 milyon lira idari para cezası uygulandı." dedi.
"VATANDAŞIMIZ, KAREKOD OKUTARAK ANINDA ÖĞRENEBİLİYOR"
Suç teşkil eden 495 dosyayı Cumhuriyet savcılıklarına intikal ettirdiklerini aktaran Erdoğan, millete karşı şeffaflığı artırmak için yeni uygulamaları da yakın zamanda devreye aldıklarını hatırlattı.
Erdoğan, daha önce belli dönemlerde açıklanan taklit ve tağşiş listesini anlık olarak ilan ettiklerini anımsatarak, "Böylece ceza verilen işletmelerin yaptığı sahtekarlığı vatandaşımızın da anında görebilmesini temin ediyoruz. Bir diğer önemli yenilik, gıda işletmelerindeki karekod uygulamasıdır. Vatandaşımız, işletmenin en son ne zaman denetlendiğini, hangi şartlarda incelendiğini, sadece bir karekodu okutarak anında öğrenebiliyor. Milletimizin sofrasına gelen her lokmanın helal, sağlıklı ve güvenilir olması için yürüttüğümüz çalışmaları hız kesmeden devam ettireceğiz." ifadelerini kullandı.
Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatlara, stokçuluk ve haksız ticari eylemlere de göz açtırmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"2025 yılı içerisinde 470 bin firma denetlenerek, 2,4 milyar liralık idari para cezası uygulandı. Rekabet Kurumumuz tarafından yapılan tüm çalışmalar kapsamında bu sene içinde 196 firmaya toplamda 11,5 milyar liralık idari para cezası tatbik edildi. Gıda güvenliği konusunda en küçük bir ihmale toleransımız yoktur. Her ne surette olursa olsun daha fazla para kazanmak için insanımızın sağlığını tehlikeye atanlarla mücadelemiz aynı kararlılıkla sürecektir. Vatandaşımızın güvenli gıdaya ulaşmasını temin ederken elbette evine ekmek götürmeye çalışan esnafımızın da hakkını, hukuku koruyacağız. İstanbul'daki elim olay henüz aydınlatılmamışken yeme içme sektörümüzü itham eden art niyetli yorumları da doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum."
"SURİYE'DE TÜM AKTÖRLERLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
İmparatorluk bakiyesi olan Türkiye'nin çok büyük bir devlet, Türk milletinin de büyük hedefleri ve hayalleri olan bir millet olduğunu ifade eden Erdoğan, bu hedeflere ulaşabilmek için içeride olduğu kadar yurt dışında da çok boyutlu bir politika izlediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aynı tarihi, aynı kaderi ve aynı istikbali paylaştığımız tüm dost ve kardeşlerimizle barış içinde yaşamanın gayretindeyiz. Irak'tan Suriye'ye güney sınırlarımız boyunca barışı, adaleti, istikrarı ve birlikte kalkınmayı, birlikte kazanmayı savunuyoruz." dedi.
Irak'ta 11 Kasım'da yapılan Irak Temsilciler Meclisi seçimlerinin sorunsuz ve barışçıl bir ortamda gerçekleşmesinden memnuniyet duyduklarını dile getiren Erdoğan, seçimlerin Irak halkı için hayırlara vesile olmasını diledi. Erdoğan, bundan sonra da Irak'ın yanında olacaklarının altını çizdi.
Suriye'nin uluslararası ilişkilerde yakaladığı ivmeyi memnuniyetle takip ettiklerini belirten Erdoğan, "Bu komşu ülkenin birlik, beraberlik ve bütünlüğünü güçlendireceğine inandığımız 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanmasıyla ilgili kararlı duruşumuzu koruyoruz. Türkiye, bu meselenin suhuletle çözümü için her türlü katkıyı sunmaya hazırdır." diye konuştu.
Erdoğan, 8 Aralık devriminin birinci yıl dönümü yaklaşırken artık hiç kimsenin geçmişe takılıp kalmaması ve ortak gelecek vizyonuyla hareket etmenin yollarını araması gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Bölgemize dair yayılmacı emeller güdenlerin telkin, işmar ve kışkırtmalarına prim verilmemelidir. 'El atına binenin tez ineceği' gerçeğini, hiç ama hiç kimse unutmamalıdır. Türkiye, daha önce defalarca söylediğim gibi, Suriye'deki bütün halkları kardeşi olarak görmekte, herkesin huzurunu, güvenliğini, esenliğini istemektedir. Bu anlayışla önümüzdeki dönemde Suriye'de kalıcı huzur ve istikrarın tesisi için bölgedeki tüm aktörlerle diyalog içinde çalışmaya devam edeceğiz."
"KONTEYNERLERİN GAZZE'YE SEVKİ, RAHATLAMAYA YOL AÇACAKTIR"
Gazze'de Türkiye'nin de katkısıyla sağlanan ateşkesin ihlallere rağmen devam etmesini çok kıymetli bulduklarını vurgulayan Erdoğan, "HAMAS, Netanyahu hükümetinin tüm provokasyonlarına rağmen attığı imzanın arkasında duruyor ve sorumluluklarını yerine getiriyor. Başta Sayın Trump olmak üzere, Amerikan yönetiminin de bu konuda yapıcı bir yaklaşım sergilediğini görüyoruz. İnsani yardımlar konusunda İsrail'den kaynaklı çeşitli aksaklıklar yaşansa da biz mevcut tüm imkanları kullanarak, Gazze'ye yardımlarımızı ulaştırıyoruz." dedi.
Erdoğan, 810 ton insani yardım taşıyan 18'inci İyilik Gemisi'nin, cuma günü El-Ariş Limanı'na ulaştığını, 47 tır dolusu malzemeyi Refah Sınır Kapısı'na yönlendirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Öte yandan, havaların soğuması ve yağışların başlamasıyla birlikte Gazze'deki durum giderek kötüleşiyor. Gazze halkının bir an önce derme çatma çadırlardan kurtarılması gerekiyor. Ülkemizdeki konteynerlerin Gazze'ye sevki, sahada ciddi bir rahatlamaya yol açacaktır. Bununla ilgili temaslarımız da devam etmektedir. Burada şu gerçeğin altını önemle çizmek durumundayım, Filistin devleti kurulmadan, bölgeye tam olarak huzur, istikrar ve güven ortamının yerleşmesi mümkün değildir. Filistin'de işgal devam ettikçe, Filistin kanadıkça, Filistinlilerin toprakları gasbedildikçe, açık söylüyorum, bölgedeki hiçbir ülke güvenlik içinde olamaz. 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüme yaklaştığımız ölçüde barış kapısı aralanacak, uzaklaştığımız ölçüde de bu kapı kapanacaktır. Bu gerçeğin hiçbir şekilde göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye'nin bütün çabası, bütün gayreti de bunun içindir. Günü kurtarmayı değil, müreffeh bir geleceği inşa etmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde daha çok çalışacağız, daha fazla emek harcayacağız ve inşallah bölgede kalıcı barışa giden yolun ardına kadar açılmasını sağlayacağız."