O nedenle sıklıkla cinsel ilişkiyle bulaşır ama nadiren de olsa, ortak havlu gibi kişisel eşyaların kullanımı virüsün bulaşmasına sebep olabilir. HPV’nin bulaşıcılığı hem kadınlarda hem de erkeklerde oldukça yüksektir ve virüsü taşıyan bireyde gözle görülen bir siğil olmasa dahi bulaşma olabilir. Ancak, her bulaş sonrası genital siğil gelişmez. Bağışıklık sistemimiz siğil gelişimini baskılayabilir. Vücut tarafından baskılanamadığı durumlarda bulaşmadan 1 ile 6 ay sonra siğiller ortaya çıkar, ancak nadiren de olsa temastan bir yıl sonra bile genital siğiller görülebilmektedir. Prezervatif kullanımı HPV bulaşma riskini azaltabilir, ancak tamamen ortadan kaldırmaz. Çünkü, siğiller prezervatifin kaplamadığı cilt alanlarında da bulunabilir. Buna rağmen kondom kullanımı, tamamen korunmasız bir cinsel ilişkiye göre virüsün bulaşma riskini azaltır. Ayrıca kondomlar, vajinal sıvı ile bulaşabilen HIV gibi ciddi hastalıkların bulaşmasını önlemede de oldukça etkili korunma yöntemidir.
Erkeklerde genital siğiller, penis, skrotum (testis torbası), kasık bölgesi, anüs çevresi ve bazen de idrar kanalında (üretra) görülebilen, et beni benzeri kabarıklıklar şeklinde lezyonlar (siğiller) oluşturur. Siğiller açık renkli, ten rengine yakın veya koyu kahverengi olabilir. Siğillerin boyutu, gözle görülemeyecek kadar küçük olabilecekleri gibi birkaç santimetreye kadar ulaşabilir. Tek bir siğil olabileceği gibi sayılamayacak kadar çok sayıda irili ufaklı siğiller halinde de görülebilirler.
Erkeklerde genital siğillerin tanısı genellikle fiziksel muayene ve hastanın öyküsüne dayanarak konur. HPV Virüsü kadınlarda HPV Tarama Testi ile ortaya çıkarılabilse de ne yazık ki erkekler için henüz böyle bir test bulunmamaktadır. Bu nedenle erkeklerde HPV Virüsünün ilk teşhisi, genellikle genital bölge ve çevresinde ortaya çıkan siğillerin görülmesiyle yapılabilmektedir.
Genital siğiller çoğu zaman zararsızdır. Ancak bazı HPV türleri, siğillere ek olarak kansere yol açma riski taşır. Eğer genital siğiliniz varsa, tedavi tamamlanana kadar cinsel ilişkiden kaçınılmalı ve partner mutlaka bilgilendirilmelidir. Siğillerin tedavisinde asıl hedef, siğillerin tamamen yok edilmesidir. Tedavide, ilaçlar, kriyoterapi (dondurma), lazer tedavisi, koterizasyon veya cerrahi müdahaleler kullanılabilir. Tedavi süreci ve sonrasında düzenli takip, yeni oluşan siğillerin erken tedavisi açısından önemlidir.
Genital siğil gelişiminden korunmak için yapılabilecekler arasında: Şüpheli cinsel ilişkiden kaçınma, cinsel ilişkide kondom kullanımı ve aşı yaptırmak sayılabilir. Korunma amaçlı yapılan HPV aşısı, uygulandığında genital siğil riskini büyük ölçüde azaltır ancak tamamen ortadan kaldırmaz. Aşı, özellikle kadınlarda rahim ağzı kanseri riski oluşturan Tip 16 ve 18 HPV’lere karşı korunmak için üretilmiştir. Daha sonra erkeklerde siğillerin çoğunu oluşturan Tip 6 ve 11’de eklenerek dört virüsü içeren aşılar geliştirildi. En son olarak da bu dörtlüye 5 virüs tipi daha eklenip 9 virüse karşı koruyuculuk sağlayan 9’lu HPV aşıları üretilmiştir. Korunma amaçlı yapılan HPV aşısı, özellikle 9-14 yaş arasında 0 ve 6. Aylarda uygulandığında daha etkilidir. Ancak 15-45 yaş aralığında da uygulanabilmektedir. Bu dönemde 3 doz (0-2 ve 6. Aylarda) yapılması gerekir.
Son olarak şunu özellikle belirtmek isterim: HPV Virüsü teşhisi konmuş partnerlerin birlikte tedavi görmesi gerekir. Bireylerden biri tedavi olmaz ise virüs ile temas devam edeceğinden genital siğiller tekrar edecektir.