EŞLER ARASI İLETİŞİM VE AİLEDE HUZUR

EŞLER ARASI İLETİŞİM VE AİLEDE HUZUR

Pandemi nedeniyle evlerimizde olduğumuz şu mübarek günlerde insanın huzur bulacağı ve etrafına huzur dağıtabileceği ve kültürümüzde ‘’yuva’’ olarak tabir edilen mekanlar hiç şüphesiz evlerimizdir. Bu huzurun temel kaynağı ise eşlerdir. Bu hususu Rabbimiz şöyle ifade buyurur:“Kendileriyle huzur bulasınız diye size kendi (cinsi)nizden eşler yaratması ve aranıza bir sevgi ve merhamet vermesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.”...

A+A-

Pandemi nedeniyle evlerimizde olduğumuz şu mübarek günlerde insanın huzur bulacağı ve etrafına huzur dağıtabileceği ve kültürümüzde ‘’yuva’’ olarak tabir edilen mekanlar hiç şüphesiz evlerimizdir. Bu huzurun temel kaynağı ise eşlerdir. Bu hususu Rabbimiz şöyle ifade buyurur:“Kendileriyle huzur bulasınız diye size kendi (cinsi)nizden eşler yaratması ve aranıza bir sevgi ve merhamet vermesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.” (Rum, 30/21)

Aile içi iletişimde huzur ve güvenin sağlanmasını önemli kılan bazı noktaların üzerinde durmak istiyorum:

Karşılıklı sabır ve hoşgörü olmalıdır. 

Aile içi şiddet ve iletişimsizlik, huzur ve güveni zedeleyen en önemli faktördür. Dinimiz sözlü, fiili, manevi, psikolojik ve cinsel şiddetin her türlüsüne karşıdır. Karşılıklı sevgi, saygı, sabır ve hoşgörü, aile içi şiddet ve iletişimsizliğe karşı dinimizin sunduğu en güzel çözümdür.

Eşler kusurları araştıran değil örten olmalıdır.

Allah’ın bir sıfatı da “Settaru’l-Uyûb” yani kusurları örten olmasıdır. Nitekim Kur’an’da kadın ve erkek için kullanılan “elbise” metaforu da (Bakara, 2/187.) kusurları ve ayıpları örtmeyi sembolize etmektedir. Atalarımız, “Hatasız kul olmaz” derler. Gerçekten kusursuzluk yaratıcının özelliği, hatasızlık ve masumiyet ise meleklere mahsustur.

Sevgi ve takdir sözleri olmalıdır. 

İnsan tabiatı gereği iltifatlardan hoşlanan bir varlıktır. Beğenilmek, takdir görmek ve teşekkür beklemek onun en doğal hakkıdır. Neticede takdir görmeyen eş bir zaman sonra hayal kırıklığı yaşamaya başlayacaktır. Öyleyse eşte beğenilen yönler takdir edilmeli, teşekkür ve sevgide asla cimrilik gösterilmemelidir.

İlişkilerde “karşılıklılık” esas olmalıdır.

Evlilikte eşler arasında bazı aşırılıklar kendisini gösterebilir. Zira evli çiftlerin her biri çok farklı bir çevre ve kültürden gelip farklı bir aile yapısı içinde buluşmuşlardır. Aile içinde vuku bulmuş birtakım hata ve kusurları sadece eşimizde arayarak aile içi sorunlara çözüm bulmak mümkün değildir.

Eş ailesinden tecrit edilmemelidir. 

Ne yazık ki günümüzde birtakım insanlar bireysel düşündüğü için, daha evlenmezden önce eş adayının ailesini tanımaya bile gerek duymayabiliyor. Bu çok yanlış bir tutumdur. Oysa insan, bir eşle evlenir, ama o evlilik, onu bir başka ailenin içine ve akraba çevresine dâhil eder. “Gülü seven dikenine katlanır!” diye bir atasözü vardır. Eş, durum ne olursa olsun aile efradından asla tecrit edilmemelidir.

Ailenin gelir-gideri konusunda eşler arasında gizlilik olmamalıdır.

Eşlerin birbirlerinden habersiz harcama yapmaları ailede güvensizlik ve şüphe meydana getirir. Bir müddet sonra bu durumda eşlerden biri yalana başvurmak zorunda kalabilir. Hâlbuki harcamalarda ölçülü olunur ve ayak yorgana göre uzatılırsa evin bütçesini oluşturma ve harcamalar konusunda gizliliğe hiç gerek kalmayacaktır.

Ailede “ben” yerine “biz” olmalıdır. 

Ailede sen-ben çekişmesi aile içi huzursuzluğun bir diğer kaynağıdır. Aile içi iletişimde sen–ben dilinin kullanılması yerine “biz” dilinin kullanılması eşlerin karşılaştıkları sorunların üstesinden gelmelerine yardımcı olacaktır. Kim kazanırsa kazansın artık “rızık” evin ortak kazancı olmuştur. Çocuklar için harcanan nafaka artık sadece bir nafaka değil hatta sadaka (sevap) olmuştur. Aile hayatını evlilik cüzdanının çok daha ötelerine taşıyıp, aralarında gönül bağı kuranlar ve sen-ben yerine “biz” diyebilenler mutlu olurlar.

İletişim kanalları daima açık bulunmalı, evde “etkin birliktelik” sağlanmalıdır. 

Diyalogda altın kural;araya duvar örmek değil, köprü kurmaktır. İletişimde önemli bir diğer kod, karşılıklı konuşma, dinleme, anlama ve empati kurmadır. Aile Danışma Merkezlerine müracaat eden çiftler en fazla eşlerinin kendilerini dinlemediğinden ve anlayamadığından şikâyet etmektedir. Çiftler iyi bir sohbet arkadaşı olabilirlerse evlilikte işler iyi gidiyor demektir. Yok eğer eşler konuşacak bir dil ve paylaşacak ortak bir konu bulamazlarsa işte o zaman aile içinde bir sıkıntı baş gösterecektir.

Sonuç olarak, Kitabımız Kur’an-ı Kerim’in kapağını açtığımız zaman bizi karşılayan ilk sözde (besmele) rahmet, merhamet, sevgi ve şefkat görürüz. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) de bir rahmet ve merhamet peygamberidir. (Enbiya, 21/107.) Keza İslam dini bize iki cihanda mutluluk, iyilik ve huzur vaat ediyor. O hâlde, her birimiz, kadın olsun erkek olsun üzerimize düşen hak ve sorumluluğu idrak etmeli ve üç günlük dünyayı yaşanabilir bir hâle getirmeliyiz. (Diyanet Aylık Dergi,Sayı,257)

Mehmet YORULMAZ

                                                                                                                              Marmaris Müftüsü

Bu haber toplam 387 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.