TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Türkiye Varlık Fonu’nun 2021 Yılı Denetim Raporları görüşüldü. Komisyon üyesi ve CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, komisyonda yaptığı konuşmada Varlık Fonu’na dair değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’de Varlık Fonu bünyesine alınan şirketlerin kamuyla aralarında sermaye geçişkenliğinin çok fazla olduğuna değinen Milletvekili Girgin, “Türkiye Varlık Fonu kâr etmediği gibi temin edilen kredilerin nerelere, ne şekilde aktarıldığı, ne kadarının Hazineye, ne kadarının Merkez Bankası kullanımına veya ne kadarının iç veya dış hangi gelir getirici yatırım araçlarının değerlendirildiği konusunda tam bir muamma yaşanıyor. Bu konularda raporlarda da açıklayıcı bilgiler bulunmamaktadır” dedi.
“KAMUYA AİT OLUP DA ATIL OLAN HANGİ KAYNAĞI EKONOMİYE KAZANDIRMIŞTIR?”
“Türkiye Varlık Fonu amacında belirtildiği gibi, sermaye piyasalarında araç derinliği sağlamak için hangi faaliyetleri yürütmüştür?” diyen Girgin,“Bu faaliyetlerin sonuçları ne olmuştur? Yurt içinde kamuya ait olup da atıl olan hangi kaynağı ekonomiye kazandırmıştır? Hangi stratejik yatırıma iştirak etmiştir? Ettiyse sonuçları ne olmuştur? Bulduğu dış kaynağı gerçekten ucuza bularak maliyet avantajı yaratmış mıdır? Bulduğu kaynağın vadesi, faiz oranı, şartları nedir? Denetim raporları bu konulara hiç girmemiştir” dedi.
“KÂRIN 2.5 KATI PERSONEL VE YÖNETİM GİDERİ”
Ana ortaklığa ait öz kaynaklarda 2020 yılında devlet katkısı 12 milyar 874 milyon TL artırılarak 151 milyar 138 milyon TL artırıldığını kaydeden Girgin, “Raporda bu katkının Türkiye Şeker ve Kayseri Şeker Fabrikası sermaye artırım payı olarak aktarıldığı belirtilse de -ki öyle yapılmış- bu katkı miktarını konsolide bilançodan çıkarıp alsak dönem sonu görünen kârın oluşmayacağını söyleyebiliriz. Türkiye Varlık Fonu bu hâliyle başarılı bir bilançoya sahip değildir. Yine, konsolide gelir tablosunda, kâr-zarar tablosunda vergi kâr dağıtım öncesi bir nevi brüt dönem kârı gibi de yorumlanabilecek kâr 11 milyar 123 milyon TL olarak verilmiştir” diye konuştu.
Bahse konu olan kâr rakamının hesaplanmasında gider unsuru olan genel yönetim giderleri adı altında gösterilen 28 milyar 173 milyon TL oldukça yüksek göründüğünü dile getiren Girgin, “Bir diğer bakışla brüt kârı neredeyse 2,5 katı personel ve yönetim gideri söz konusudur. Burada rakamın büyüklüğüne dikkat çekilebilmiştir. Rakamı oluşturan ödemelerin kimlere ne kadar maaş, hakkı huzur veya yönetim organlarına yapılan harcama olduğu raporlarda yer almadığından çokluğun hangi referansa dayandırıldığını söylemek mümkün değildir. Raporda, şirketlere ait denetim raporlarında da belirtilen hatalı bulgular gösterilmiştir. Sadece bunlar bile Türkiye Varlık Fonunun ne kadar bölük pörçük bir yapıda olduğunu, portföyünde bulunan birçok kamu kurumunun da ciddi mali risklerle çalıştığını göstermektedir. Konuya raporlarda hiç girilmemiştir ama Türkiye Varlık Fonu portföyünde bulunan birçok kamu şirketinin teknik anlamda iflas noktasında olabileceği aslında hazineden zaman zaman aktarılan kaynaklar olmasa öz kaynaklarını bile yitirmiş olabileceklerini söyleyebiliriz” ifadelerine yer verdi.
CEVAP YOK!
Raporda ‘ciddi riskli’ ve ‘yüksek riskli’ olarak not edilen duruma bu kamu şirketleri neden gelmiş olduğunun raporlarda belirtilmesi gerekirken bu konulara hiç girilmediğine dikkat çeken Milletvekili Girgin, “Raporda Türkiye Varlık Fonu bünyesinde bulunan 25 şirketten Ziraat Bankası, Halkbank, Türkiye Varlık Fonu Finansal Yatırımlar AŞ Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, BOTAŞ hakkında denetim raporları sınırlı olumlu, TurkishEnergyCompany raporu bilgi belge verilmediği için düzenlenemediği belirtilmektedir. Portföydeki bu firmaların raporlarındaki sakatlık Türkiye Varlık Fonu konsolide bilançosunu da sakatlayacağından konsolide bilançoya dayanan Türkiye Varlık Fonu denetim raporu da sakatlanmış olmaktadır” dedi.
BANKACILIĞA AYKIRI GÖREVLER YAPTIRILIYOR
Girgin, “Ancak bilinen bir gerçeklik de Türkiye Varlık Fonu bünyesinde olan şirketlerden kamu bankalarına bankacılık uygulamalarına aykırı görevler ve işler yaptırılmaktadır ki bu bankalar verilen görevlerden ettikleri zararlar dolayısıyla sermaye yeterlilik rasyoları düştüğünden öz kaynak katkısı almak zorunda kalmaktadırlar” dedi.
Ziraat Bankası’nda sorunlu kredinin görünenden fazla olduğunu söyleyen Girgin, “Raporun 76-81 sayfalarında Türkiye Varlık Fonu portföy şirketlerinin PWC bağımsız denetim şirketinin yaptığı denetim raporlarında sınırlı olumlu görüş bildirilen yani şartlı olumlu görüş olarak da nitelenebilecek sonuçlar da Ziraat Bankası, Halk Bankası, BOTAŞ, TurkishEnergyCompany ve PTT bilançolarındaki maddi hatalar detaylı olarak verilmiştir. burada özellikle Ziraat Bankasının bilançosunda ayırdığı karşılığın 3 milyar 505 milyon TL çok yetersiz olduğu vurgusu dikkat çekicidir. Bunun anlamı Ziraat Bankasının portföyünde bulunan sorunlu kredilerin gösterilenden daha yüksek olduğu demektir. Ziraat Bankası da Türkiye Varlık Fonu için de aktif büyüklüğü itibarıyla en büyük şirketlerden olduğundan esasen Türkiye Varlık Fonu portföyünün de kırılgan olduğunu göstermektedir. Risklerin neden kaynaklandığı, sonuçlarının neler olabileceği Türkiye Varlık Fonu Denetim Raporu'nda hiç değinilmemiştir. Türkiye Varlık Fonunun kuruluş amacında belirtilen konularda gösterdiği performansın ölçülmesinden finansal piyasalar, dış kaynak temini ve yatırım iklimine ne tür katkılarının olduğunun bilinmesinden çok uzak bir rapor hazırlanmıştır” şeklinde konuştu.