Fatmana 'Ölmeden valiyi görmek istiyorum' dedi, hayali gerçek oldu
Fatmana 'Ölmeden valiyi görmek istiyorum' dedi, hayali gerçek oldu
İçeriği Görüntüle

Toplumun içinde bulunduğu anın ve geleceğinin teminatı olan gençler mensup olduğu dinin, inançların yayılması ve korunmasında önemli roller üstlenirler. Bunun içindir ki tarih boyunca gençler üzerine projeler üretilmiş, gençleri faydalı-zararlı düşünceler ve fiillerde kullanmayı hedeflemişler bunu başarabilenler mutlak suretle hedeflerine
ulaşmışlardır.
Efendimiz (s.a.v) de gençlerin bu yönünü bildiği için tebliğinde öncelik olarak onlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Nitekim islamiyetin ilk yıllarında gençlerin sayısının fazlalığından dolayı islam toplumunun yaş ortalaması 20 yaşından aşağıda seyretmektedir. Birleşmiş Milletler Örgütünün tanımına göre her ne kadar ‘‘15-25 yaşları arasında öğrenim gören,
hayatını kazanmak için çalışmayan ve ayrı bir evi bulunmayan kişidir.’’1 gibi bir baskın görüş olsa da gençlik, psikolojik yaklaşımlar olarak ‘’büluğ çağı öncesinden başlayıp 20-25 yaşlarına kadar devam eder’’2
görüşü daha uygun görülmektedir.
Kur’an da, bizlere örnek olması bakımından birçok önemli olaydan bahseder. Habil ile Kabil kıssasından Hz. İbrahime, Hz. Yusuf ‘ tan Hz. Musaya , Ashab-ı kehf’ten Hz. Meryem ve Hz. Şuayb’ın kızlarına kadar birçok örnekte ,bizlere rehberlik edecek ve rol model olacak kişilerden bahseder.
Kur’an-i Kerimde ki birçok örnekte görüldüğü gibi Hz. Peygamberin etrafında da inandıkları değerler uğruna canlarından, mallarından ve yurtlarından hiç düşünmeden vazgeçen gözü pek gençleri görmek mümkündür. Allah rasulü de bu fedakarlıklarlarını görerek onlara vefa ile yaklaşmış ve ”Her doğan fıtrat üzere doğar. Sonra annesi-babası
onu yahudileştirir, hristiyanlaştırır ve mecusileştirir(müşrikleştirir)3
hadisinde belirtildiği gibi gençlere temiz fıtrat sahipleri olarak davranmış, peygamberin bu emeğine karşılık etrafındaki gençlik halkaları günden güne çoğalmış ve her zorlukta Allah rasulü ile aynı safta yer alan gençlik ordusu oluşmuştur. Peygamber gençlere her daim saygı-sevgi ve
güven çerçevesinde yaklaşmış, onların kişiliklerine karşı en ufak bir kötüleme ve hakarette bulunmamış, yaptıkları hatalardan dolayı onları dışlamak yerine bu hatalı davranışlarını düzelttirmeye çalışmıştır.” Kendisinden zina için izin isteyen genci dahi azarlayıp kalbini
kırmamış, onu önce dinleyip daha sonra zinanın çirkin bir iş olduğunu anlayabileceği düzeyde anlatmış ve sonrasında genç için -Ya Rabbi! Bu gencin günahlarını affet, kalbini pak et, iffetini muhafaza et-4
şeklinde dua ederek bu genci adeta ödüllendirmiştir.
Peygamberimiz etrafındaki gençleri çok iyi tanır, bütün yönlerini bilir, onlara önemli bir görev vereceği zaman yaşlarından öte kabiliyetlerine göre sorumluluklar verirdi.
1 Atalay Yörükoğlu,Gençlik Çağı,Ankara,1986, S.3
2 Refia Uğurel Şemin,Gençlik psikolojisi,İstanbul,1980.
3 Buhari
4 Müsned,5:256-257.
Mus’ab bin Umeyr’i Medineye öğretmen olarak 5,Muaz bin Cebel ‘i Yemen’e vali olarak 6, Cafer bin Ebi Talib’i Habeşistana kafile lideri7olarak gönderirken, Usame Bin Zeyd’i sahabenin yaşça büyükleri dururken komutan olarak ataması 8 vb. gibi birçok gence görev dağılımı yaparken o gencin yeteneğini ve liyakatini göz önünde bulundurmuştur.
“Allah’a ibadet eden genci”9 ,”Tevbe eden genci”10 Allah’ın sevdiğini müjdelerken, kendisi de iyi işler yapan gençleri ödüllendirir ve bu yaptıkları güzel davranıştan dolayı onları överdi. Gençlerin eğitimiyle bizzat kendisi ilgilenir, iman etmeden ölen bir genç için dizleri üzerine çöküp” ellerimizden kayıp gitti” diye ağlarken ,imana davet ettiği yahudi
gencin daveti olumlu karşılamasının neticesinde ”Şu yavrucağı cehennemden kurtaran
Allah ’a hamdolsun ”11diye sevinen ,gençlerin ve ümmetinin üzerine titreyen bir
peygamberdi o…
“Ezan okunurken ezanla alay eden Ebu Mahzura ve arkadaşlarının yaptıklarına kızmadan, Ebu Mahzura’ya ezanı öğretip Mekke’de ezan okumasına müsaade edip onun yüzünü saçını okşayan”12 bir gönül peygamberiydi o…
Kısacası Hz peygamber yaşama sevdasıyla değil yaşatma sevdasıyla bakardı
gençlere. Günah ve kötülüğe düşeni bu bataklığa itmek yerine elinden tutar, selamete çıkarırdı. Kimseyi geçmişi ile yargılamaz ,kimsenin kişiliğini kötülemez ,gençlere güvenir, olarla tek tek ilgilenir, onların görüşlerine saygı duyar ve onlarla bol bol vakit geçirirdi. Hz. peygamber (sav) vefatına kadar gençlerle olan bu güzel iletişimini sürdürmüş, “kardeşlerim dediği” biz ümmetine de her konuda olduğu gibi gençlerle iletişim
konusunda da rehberlik yapmıştır.


MAHMUT ATICI
Ortaca Müftüsü

5 İbni Hişam,Es-siretün-nebeviyye
6 Ebu Davud,Akdiyye,11.
7 Ahmet Bin Hanbel,Müsned
8 Buhari,Megazi
9 Buhari,Ezan,36.
10 Acluni,Keşfu’l Hafa,1/246.
11 Buhari,Cenaiz.
12 Nesai, Ezan,6.