İSLAMDA YARDIMLAŞMA VE İNFAK

İSLAMDA YARDIMLAŞMA VE İNFAK

İnfak kelimesi tdk sözlük anlamı itibarı ile “ Nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama.” demek olup Dinî-ahlâkî bir terim olarak ise “Allah’ın hoşnutluğunu elde etme amacıyla kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunması” demektir. Bu bakımdan infak, farz olan zekâtı ve gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içermektedir. Mülkün maliki ise İkram sahibi olan yüce rabbimizdir.İnsanoğlu bozulmamış...

A+A-

İnfak kelimesi tdk sözlük anlamı itibarı ile “ Nafaka verip bir kimsenin geçimini sağlama.” demek olup Dinî-ahlâkî bir terim olarak ise “Allah’ın hoşnutluğunu elde etme amacıyla kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunması” demektir. Bu bakımdan infak, farz olan zekâtı ve gönüllü olarak yapılan her çeşit hayrı içermektedir. Mülkün maliki ise İkram sahibi olan yüce rabbimizdir.
İnsanoğlu bozulmamış fıtratı ile mükerremdir ve fıtratını yani yaratılış gayesini bozmadıkça da mükerremliğini de devam ettirecek yegâne varlıktır. Nitekim kerim kitabımız kuranı kerimde bu husus şöyle açıklanmaktadır; “Ant olsun ki insanoğlunu kerem sahibi kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Ve onları temiz şeylerle rızıklandırdık. Onları, yarattıklarımızın birçoğuna üstün kıldık.” İsra suresi 17/70.
Olağan üstü vasıflara sahip olan insan, eğer saygınlığını korursa diğer varlıklardan da üstün olacaktır. Ancak varoluşundan bu yana insanoğlu zaafları ile hayatını idame ettirmiş, kimi zaman tek başına kimi zamanda kolektif bir şuurla hareket edegelmiştir. Bu yönü ile insan Hem maddi hem de manevi olarak yardıma muhtaçtır. Bu da onun ne denli zayıf bir kul olduğuna işaret etmektedir. Aynı zamanda sosyal bir varlık da olan insanoğlu bunun doğal neticesi olarak koruma, korunma, yardımlaşma gibi beşeri vasıflarla da donatılmıştır. Toplumda yaşamanın vazgeçilmez bir unsuru olarak bu kavramlar hayatımızda da öteden beri var olagelmiştir. Gelin hep birlikte kültürümüzde var olan yardımlaşma ile alakalı atasözlerini hatırlayalım:
Atalarımızın da dediği gibi “ El el ile değirmen yel ile: örneğin bu atasözümüzdeki mesaj, insanların birlik ve beraberlik içinde çeşitli zorlukların ve sıkıntıların üstesinden gelebileceğinden.
“ Bir elin nesi var, iki elin sesi var: atasözü ile Bir kişinin zor bir şekilde yapacağı bir işi iki ve daha fazla kişinin daha kolay ve rahat bir şekilde yapabileceğini.
“ Birlikten kuvvet doğar: atasözü ise, Birlik ve beraberlik içinde yapılan işlerin daha kolay bir şekilde halledilebileceği anlatılmaktadır.
Yüce dinimiz İslam’ın evrensel ilkeleri de bu minvalde olup özellikle de güçsüzleri, zayıfları, öksüzleri, yetimleri, fakir ve yoksulları korumayı kollamayı emretmiş, onların da himaye edilip yaşam koşullarının asgari seviyede tutulmasını devamlı gündemde tutmuştur. Bilindiği üzere mal ve mülkün tek ve yegâne sahibi Allah’tır. Mal ve evlatlar ise bizlere verilen geçici hayatın süsüdür. Bu gerçek bizlere Kur’an’da şöyle haber verilmektedir: “ Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; kalıcı olan iyi davranışlar ise rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır.” Kehf Suresi – 18/46
Her insanın varlık derecesi bir değildir ancak herkes imkânı nispetince iyilik ve yardımda bulunmak gayretinde olmalıdır. Kişinin az da olsa elinden geldikçe ihtiyaç sahiplerine el uzatması, az çok demeden cimrilik hastalığından kurtulmanın yolunu tutması ve bu sayede ruhunu arındırması elzemdir. Hatta atalarımız “Az Sadaka Çok Belayı Def Eder” der. Peki, yardım etmek ve infakta bulunmak sadece zengin ve varlıklı insanların harcı mı? Gelin bu soruya asrı saadetten bir örnek vererek makalemizi sonlandıralım:
Âlemlere rahmet efendimiz ile Ashab-ı kiram arasında şöyle bir konuşma geçer. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:” Her Müslümanın sadaka vermesi lazımdır.” Ya Resulallah, bulamayan kimse ne yapar? “ Çalışır, kazanır ve sadaka verir.” Çalışacak bir iş bulamazsa ne olur?” “İhtiyacı olan kimseye herhangi bir şekilde yardım eder.” Yardım edilecek bir kimse de bulamazsa? ”Herhangi iyi bir iş yapması [malım olsaydı ben de verirdim demesi, birine yol göstermesi, yoldaki sıkıntı veren
bir şeyi kaldırması, ölümü hatırlaması, zararı dokunmaktan sakınması, ilim öğrenmesi ve öğretmesi gibi hususlar] da onun için bir sadakadır.” Buhârî, Zekât 30, Edeb 33; Müslim, Zekât 55, (1008)
Mübarek Ramazan ayımızı bu duygu ve düşüncelerle yaşayıp, yardımlaşma ve infak için bir ganimet bilerek günah ve hatalarımızı arındırma vesilesi yapalım.
Hayırlı iftarlar…

Bu haber toplam 676 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.