İtikaf ve Tefekkür

İtikaf ve Tefekkür

İbadet niyetiyle camide kalmak anlamında bir fıkıh terimi olan itikaf ergenlik çağına gelmiş bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte Allah’a yakınlık elde etme niyetiyle bir süre durması demektir.

A+A-

İbadet niyetiyle camide kalmak anlamında bir fıkıh terimi olan itikaf ergenlik çağına gelmiş bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte Allah’a yakınlık elde etme niyetiyle bir süre durması demektir. İtikâf ramazanda ve ramazan dışında olabileceği gibi belirli bir süreye de tâbi değildir. İtikâf niyetiyle camide birkaç saat veya birkaç gün kalmak yeterlidir. İtikâfa özellikle ramazan ayının son on gününde girilmesi Kadir gecesini de ihya etme fırsatı vereceği için ayrı bir önem taşır. İtikâfın meşruiyeti ise Kur’an ve Sünnet ile sabittir. Hz. Aişe, “Resûl-i Ekrem ramazanın son on gününde ibadet için yoğun bir gayret içine girer, gecesini ihya eder ve ibadet için aile fertlerini uyandırırdı” demiştir.

Kişinin mânen olgunlaşması için önemli vesilelerden biri olan itikafı, tefekkürün zirvesi olarak adlandırabiliriz. İnsanın Allah’a tam bir teslimiyet içerisinde ibadet ve taatte bulunarak zamanının belirli bir kısmını ayırması ve bu esnada meşru bile olsa her türlü nefsani ve şehevî arzulardan uzak durması kişinin manen olgunlaşması için vesile olacaktır. Kişinin itikafa girmesi, modern hayatta gündüzleri iş güç, geceleri televizyon gibi pek çok oyalayıcı nedenden dolayı, tefekküre zaman ayıramayan müslüman için bulunmaz bir fırsat olacaktır. Bir diğer yönüyle itikafinsanın zihnen arınmasını sağlayan, imanın kemale erdirilmesi gayreti, nefis muhasebesi, nefis terbiyesi ve tezkiyesidir. Aslında itikâfın gayesi; dünyayla ilişkileri minimum düzeye indirerek kişinin kendisiyle baş başa kalması, daha fazla ibadet ve dua ile meşgul olarak Allah’a daha çok yakınlaşmasıdır. Bu yakınlaşma ile de kişinin Allah’a bağlılığıartarak yaşamla ilgili endişeleri azalacaktır.

Kişinin itikafa girmesi ile Cenab-ı Hak tarafından birçok üstün özellikle donatılan insanoğlunun varlık âlemindeki temel özelliği olan vahye muhatap oluşu ve bilgiye sahip olması ile tefekkür tecrübesi elde etme fırsatı doğacaktır. Tefekkür tecrübesi öncelikle, bireyin kendi iç dünyasında tezahür etmektedir. ‘Nefs muhasebesi’ olarak karşılık bulan bu durum, insanın, eylemlerini iyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin cihetiyle murakabe ederek ideal doğrultuda davranış sergilemesiyle alakalıdır. Tefekkürün bir diğer boyutu da kişinin dış dünya hakkında vesilelerden gayeye uzanan anlamlı bir düşünme yolculuğunu ve bu süreçte karşılaştıklarından ibret almasını konu etmektedir.

Dolayısıyla itikaf, tefekkürü yaşayabilmek adına büyük bir gayretin ürünü olarak harikuladelik arz eden bu zengin müktesebatın fitilini ateşleyen ana unsurdur. Bugün Müslümanların en önemli ihtiyaçlarından birisi de modern zaman yitiği olan tefekkür cevherini tekrar kazanmalarıdır. Bu ise mübarek ramazan günlerinde itikafa girip düşünce dünyasını tefekkür nimeti ile taçlandırarak  mümkün olacaktır.

Bu haber toplam 436 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.