Buse Nil Tokur

Muğla’nın Milas ilçesinde yaşayan kadın girişimci Nasibe Karataş uzun zamandır tekne sektöründe çalıştığını söyledi. Çalışmış olduğu süre zarfında Londra’ya dil eğitimi için gittiğini dile getiren Karataş, zeytinyağı sektörüne atılma hikâyesini şöyle anlattı:

“Arkadaşımın eşinin evlenme teklifi edeceği bir restauranta beni davet etti. O gittiğimiz günde İtalyan bir gurme zeytinyağıyla ilgili tadım gecesi düzenlemişti. Zeytinyağının kıvılcımları orada o restaurantta başladı. Orada yaşayan insanlar sağlıklarına gurmelerine çok önem veriyorlar. Neden bizde böyle yapmayalım dedim.”

Karataş, “Aktif olarak da tekne işinde bulunduğum için çalıştığım bir yerde var, yurtdışına gidiyorum eğitimle alakalı bir sıkıntımda yok, diyorum ki devam eder böyle. Biz insanlar sanıyoruz ki ömrümüz boyunca hep aynı işte çalışacağız. Oradan emekli olacakmışız gibi ama böyle bir şey yok” dedi.

Türkiye’ye döndükten sonra aklında bir fikir olmadığını ve çalıştığı işten ayrıldığını söyleyen Karataş, “Kendime ait bir şeyler olsun istiyordum. Sonra düşündüm ne yapabileceğimi, aklıma zeytinyağı ile ilgili olan fikirlerim geldi” diye ekledi.

Qatar’da kaldığı süre zarfında orada bulunan tüm süpermarketlerin zeytinyağı raflarını gezdiğini, etiketlerine baktığını ve ürünlerin nereden geldiğini nerede yapıldığını araştıran Karataş, “Türkiye çok azınlıktaydı. Qatar ve Türkiye ilişkilerinin iyi olduğunu da düşününce dedim ki neden böyle bir şey olmasın. Bizim de zeytinliğimiz var zeytinimiz var neden böyle bir şey yapmayayım dedim. Qatar’la görüşmeler yaptım” diye konuştu.

“NASİBİ”

Markalaşma sürecinden bahseden Karataş, “Markalaşma sürecim İngiltere’de başladı. İngiltere’de ki arkadaşlarım bana hep Nasibi derlerdi. Bende Nasibi markamın olduğuna inandım ve Nasibi markam oldu” sözlerine yer verdi.

Rahmetli anneannesinden kalan zeytinliklerde ürünlerini çıkarttığını belirten Karataş, “Anneannemin yeri çok farklıdır. Onun yanı sıra isim oradan geldi. Anneannemin ismi olması en büyük etken tabii ki. İlham kaynağım anneannem” ifadelerini kullandı.

Şuan sadece internette web sitesi üzerinden satış yaptığını dile getiren Karataş,  “Satışlarımız sadece oradan ve önümüzdeki günlerde Bodrum’da restaurantların önlerinde raflarımız olacak. Birkaç şarküteriyle bir anlaşmamız var.  Şuan ilk adım olarak böyle başladık. Qatar’la anlaşmalar tamamlandı fakat pandemi süreci yüzünden orada ki marketler açık olmadığı için şuanda yollayamıyoruz. Market zincirine giriş yapacağım. Organik Pazar marketi açılışı yapılacak, ürünlerim orada yer alacak. Türkiye’den Qatar’a ihraç kayıtlı olarak yollayacağız. Kapı kapıyı açar” diye konuştu.

“MARKA PATENTİ BANA AİT”

Marka patentinin kendisine ait olduğunu söyleyen Karataş, “Siparişleri, İnstagram, Facebook ve internet sitemiz üzerinden alıyoruz. İstihdam olarak fabrikamız yok, çalışanım yok. Asiste eden bir kadın arkadaşımız var her şeyle o, ben ve kardeşim ilgileniyor. Zeytinin işlenmesi, hammadde toplanır, fabrikaya gider sıkılır, sıkıldıktan sonra krom tankların içinde bekletilir bekletildikten sonra alınan izinli ambalajlarla ambalajlandıktan sonra bırakılır. Küçüklüğümüzden beri zeytinciliğin içerisindeyiz. İlkokula giderken zeytinliğe gidip zeytin topladığımı hatırlıyorum. 10-12 yaşımdan beri tarlaya gidiyorum” dedi.

“HELVA, EKMEK, ATEŞ, YOĞURTLAMA”

Hasat zamanının kendisine helva-ekmek, ateş ve yoğurtlama hatırlattığını ifade eden Karataş,  “Zeytinin hasat zamanı Ekim, Kasım ve Aralık ayları zamanında başlar. Köyde ki amcalarımız var bizlere yardımcı olur. Milas zeytinini farklı kılan tek şey türünün memecik olmasıdır. Polifenol değerinin çok yüksek olduğu kanıtlandı. Polifenol değeri, her insanın vücudunda olması gereken önemli bir değer. Bütün hücre yenilenmesinde, vücudun istemediği kanser gibi atmak isteyipte atamadığı değerlerle savaşan bir değerdir. Polifenol değeri bulunan zeytinyağları analiz edildikten sonra 400lere çıktıktan sonra onları ilaç niyetine eczanelerde satıyorlar” dile getirdi.

“ZEYTİNYAĞI, PARA VERİLİP ALINACAK BİR ÜRÜN”

Zeytinyağının para verilip alınacak bir ürün olduğuna dikkat çeken Karataş, Türkiye’nin birçok yerinden talep olduğunu söyledi.

Karataş, “Zeytinyağı ile ilgili şu düşüncelere denk geldim; ‘Zeytinyağı bizim boğazımızı yakmıyor bu daha iyi zeytinyağı’ ‘zeytinyağınız çok pahalı’ bu tür görüşler ve sorularda geliyor. Bir kere boğaz yakmayan yağların çoğu karışım yağdır. Çoğu insan karışım yağ kullanıyor bu durum beni üzüyor. Maliyeti düşürüp içine zeytinyağı değil pamuk yağı koyuyorlar. Yağ miktarı az olduğu için daha fazla kar etmek amacıyla insanların sağlığıyla oynuyorlar, ben buna karşıyım. Diğer kurumlar ve kuruluşlar bu konuyla alakalı umarım gereken şeyleri ve denetlemeleri yaparlar. Önemli olan insanlara verilen güvendir. Sosyal medya da ürünleri kendim anlatıyorum. Ürünlerimle kendimi de gösteriyorum ki kimden ne ürünü aldıklarını da görsünler ve bilsinler diye. Zeytinyağı’nı güvendikleri ve bildikleri yerlerden alsınlar” diye konuştu.

Hedefi ile ilgili konuşan Karataş,” Bodrum’da önemli ve bilinen restaurantlarda stant kuracağım, şarküterilerde yerim olacak. Qatar’a olan ihracatımız gerçekleşecek. İlerleyen süreçte kozmetik ürünler üretimine başlayacağım. Sattığım ürünler, zeytin, zeytinyağı ve zeytinyağlı sabun. Web sitemiz: www.nasibi.com.tr ‘den sipariş alıyoruz” dedi.

Kadın girişimci Nasibe Karataş, ailesine, Tarım ve Orman İl Müdürü Barış Saylak’a, KOSGEB’e, AK Parti Muğla Milletvekili Mehmet Yavuz Demir’e, hükümete ve ürünlerini kullanan ve alan herkese teşekkür ettiğini dile getirdi.