Neval Arslan
Murat ve Hale Aydın çifti 5 yıldır evlerinde kendi imkanlarıyla oluşturdukları elektrik ve su ile yaşamaya çalışıyor.
2016 yılında annesinin yaşı ve rahatsızlığından dolayı eşi ile birlikte Fethiye’den Muğla’nın Menteşe ilçesi Yaraş Mahallesine bağlı Kızılkuyu mevkiye taşınan Murat Aydın, imar affı çıktığı zaman imar affından yararlanarak evlerini yaptırmak için gerekli ücretleri yatırıp ruhsatlarını aldıklarını söyledi.
“800 METRE İÇİN YATIRIM YAPILAMAYACAĞI SÖYLENDİ”
İlk başta elektrik ve su için başvurduklarında da resmi bir belgeleri olmadığı için ADM (ADM Elektrik Dağıtım A.Ş.) ve MUSKİ tarafından yardımcı olamayacaklarını söylediklerini dile getiren Aydın, “Daha sonra ruhsatı aldığımızda tekrar başvuru yaptık. Mesafeniz uzak dediler. Su için şebekeye 800 metre, elektrik için de yine aynı şekilde bir mesafe var. Ana yola sıfır bir noktada bulunuyoruz. 800 metre için bu yatırımın yapılamayacağını söylediler. Onun için şuana kadar elektrik ve suyumuz yok.” diye konuştu.
BİR ÖYLE, BİR BÖYLE
Normalde 4 abonelik almak istediklerini dile getiren Aydın,” ADM 5 abonelikte mecburen elektrik getirebileceklerini söyledi ama biz 4 abonelikte kaldığımız için, dertte kaldık. Daha önce rapor ve ruhsat bizim için yeterli demişlerdi. Daha sonra kuyu ruhsatı ile bu şekilde sulama elektriği yani tarımsal sulama elektriği adı altında elektriğinizi bağlarız dediler, bizde bu işlemleri gerçekleştirdik. Süreci 3-4 ay kadar zaman aldı. Tekrar başvuru yaptığımız da ise geçen ay gelen yönetmelikle bu kuralların değiştiğini ve artık böyle bir su verilemeyeceğini söylediler.” dedi.
“PARAMIZ TOPRAĞIN ALTINDA KALDI”
Üç kez kuyu işlemi başlatıldığını ve her birine ayrı ayrı ücret ödediklerini söyleyen Aydın, “Paralarımız toprağın altında kaldı. Diyorlar ki burada su çıkması lazım. Biz 8 kişiye baktırdıysak buranın su etüdüne bilimsel ve ilkel yöntemler ile yaklaşık 6 tanesi suyun olmadığını söyledi, 2 tanesi ise su var ancak 85 metrede. Tamam, 85 metreyi kredi çekelim, borç harç kazdıralım dedik. Peki, kuyudan 85 metreden suyu çıkarmak için yine elektrik gerekiyor ama elektrik yok.” şeklinde konuştu.
Eşi ile yaşadıkları süreci anlatan Aydın şöyle devam etti:
“Hale bulaşıkları yıkayalım mı diyorum yok kalsın ben ertesi gün yıkarım kalsın, bu şekilde yürüyor. Yaşam tarzı görecelidir. Çoğu çadır hayatını tatmamış insanlar denize gitsem de çadır hayatı yapsam derler. Tahmin ediyorum ki ailelerin yüzde 80’i, 15 gün kaldıktan sonra hadi eve dönelim diye arayacaklardır. Siz şuan ağaç altında, bahçeli ne kadar güzel bir ev ve hayat diyorsunuz ama 15 gün kalalım sonrasında tekrar konuşalım. Klimamız var ama gündüz dahi klima çalıştıramıyorsunuz güneş tepede olsa bile. Isıtıcı çalıştıramıyoruz, soba gibi kömür ısıtıcıları kullanıyoruz. Doğalgaz gelecekmiş ama bunun için yine elektriğe ihtiyaç var. Kötekli'de teyzemin oğlu oturuyor, kat kaloriferini sana vereyim dedi. Nereye takacağım elektrik yok dedim. O manuel sistem akım veriyor ya elektrik aklına gelmedi ve karşıda bir sürü çalı çırpı var odunlar çürümüş onları kesip atarsın kazana yakarak ısınırsın dedi ama onu devir daim ettirecek elektrik yok ki. Elektrik olsa akşam geldiğinizde soba problem değil küçük ısıtıcıyı bile takarsın soba tutuşuncaya kadar yani üşümezsin en azından. Bizi en çok sıkan durumlardan bir diğeri de bulaşık oluyor.”
“MUĞLA'NIN GÖBEĞİ TÜRKİYE'NİN GÖZDESİNDEYİZ”
Başlarda çok zorluklar yaşadıklarını söyleyen Hale Aydın, “Küçük bir panel aldık sadece ampulleri olan. Gece lambası gibi biz bunlarla yaşadık. Musluklu bidon gibi şeyler ile bulaşık yıkadık elimizi yüzümüzü yıkadık. Annemin evi 1 kilometre ilerideydi kendisi rahmetli oldu. Çamaşırlarımızı yıkamak için oraya götürüyorduk, ablamız sağ olsun o yardımcı oldu. Başta bu şekilde idare ettirdik hayatımızı. Daha sonra bütçemizin yettiği kadarıyla su deposu aldık ve uzun bir zamandan sonra 1 tane güneş panelleri taktırdık ama onlarda çok randımanlı değil. Aküler sürekli bozuluyor. Sadece sabah çalıştırıyoruz akşamüzeri 17:00’da duruyor. Eğer kapatmazsak akşam karanlıkta kalırız. Kışın hiç buzdolabı kullanamıyoruz, dış kapının sağında bir askılık var meyvelerimizi ve sebzelerimizi oraya asıyoruz. Buzdolabı yerine doğadan faydalanmak denilir buna. Yıl 2021 mevzu budur. Biz Kars ve Şırnak'ta hiç değiliz Muğla'nın göbeği Türkiye'nin gözdesindeyiz. Burası turizm cenneti. İnsanlar şehirden kaçmaya uğraşıyorlar ama kaçsanız buraya kaçamıyorsunuz işte” şeklinde konuştu.
KISITLAMALI ELEKTRİK
Geceleri 6 wattlık bir lamba yaktıklarını dile getiren Aydın, “Büyük televizyonumuzdan ziyade küçük olanı çalıştırabiliyoruz. İçeride dijital elektrik saatimiz var gözümüz orada tabi ki. Belli bir saatten sonra kapatıyoruz. 1 tane kamyon aküsü aldık o sebeple bu sene önceki yıllara nazaran daha rahatız. Akü de ara ara da olsa arızalanıyor. Ondan önceki senelerde küçük şarjlı radyomuz vardı onu iş yerinde şarj edip, gece ışıldağıyla yemek yiyip uyuduğumuzu bilirim. Buzdolabı kışın hiç yok yazın yarım gün var. Gündüz almaya çalışıyoruz et tarzı ürünleri. 3 tonluk depo var onun içine köylüden römorkla satın alıyoruz içine dolduruyorlar, elektrik olursa su pompası ile eve basıyoruz ama elektrik olmazsa onu da yapamıyoruz. En küçük hidrofordan aldım ben 500 watt çekiyor. Şöyle anlatayım, aydınlatma 6 watt televizyon 16 watt. Ütüyü hiç saymıyorum çünkü hiç kullanamıyoruz. Tek düşüncem, çocuğumuz olursa nasıl olacak işte onu bilmiyoruz” şeklinde konuştu
EV YOLSA SIFIR
“Dağa doğru uzaklıkta olsam diyecekler ki yolun yok, biz oraya nasıl gelelim” şeklinde isyan eden Murat Aydın, “Bizim evimiz anayola sıfır. 2 mahalleyi yeni adları ile Gölcük ve Yaraş'ı birbirine bağlamak tam 2 kilometre, ben bunu ölçtüm. 2 köy elektrik ve su olarak bağlansa zaten bu sorunlar gidecek. Üzerimizden yüksek gerilim hattı geçiyor. Sadece trafo koysalar da bir şekilde elektrik çekilir.” dedi.
4 YILDIR BİR ÇÖZÜM BULUNAMADI
Menteşe Belediyesi tarafından bu konunun en kısa sürede halledileceğini belirttiklerini dile getiren Aydın, “4 yıldır hala hiçbir şey halledilemedi. Ben burada yaşadığım için bu hizmetlerin gelmesi lazım. Torpilli olarak ben bir şey istemiyorum ki. MUSKİ'nin de söylediği ADM'nin de söylediği, ‘İmar affından yararlanıp ruhsatınızı alın sonrasında biz bu hizmetleri getireceğiz’ budur. O zaman için 4 sene öncesinin rakamı ile 4 bin 500 TL civarında ruhsata para verdim. Böyle olacaksa neden verdim? Ev ruhsatsız dursaydı. ADM proje çizdir, evin ruhsatı var ama projesi yok dedi. Evin içinde ki iç tesisat projesi artı 800 metre ileriden trafodan elektriğin gelebilmesi için yol projesi olarak belirttiler. Elektrik mühendisine çizdirdik ve ücretlerini ödedik sunduk hala bir şey yok ortada.” şeklinde konuştu.
Bahanelerine bir de pandemiyi bahane ettiklerini söyleyen Hale Aydın, “İşler yavaşladı veya ADM’dekiler corona oldu, kapandılar gibi şeyler ile de karşılaştık biz bu süreçte. Eşim sürekli arıyor, artık telefonları bile açmıyorlar.” dedi.
80 BİN LİRA MASRAF
Devamlı vaat edildiğini ve bundan dolayı sürekli masraf yaptıklarını belirten Murat Aydın sonuç olarak hiçbir işlevin olmadığını kaydetti. Aydın, “Elektrik ve su için harcadığım toplam para yaklaşık 80 bin lira. 15 günde bir suyun tonuna 35 TL veriyoruz.” dedi.
“BODRUM’DA OLMAYACAK YERLERE SULAR TAŞINIYOR”
Muhtardan yardım isteyerek, destek beklediğini anlatan Aydın, “Senin o iş olmaz boşver diye cevap aldım. Niye seçildi bu insanlar bizi temsil etmeyeceklerse iyi günlerimizde mi yanlarımızda olacaklar bizim, artık böyle düşünüyorum. Bodrum’da olmayacak yerlere su götürülüyor. 8-10 kilometre dağın başında bir villaya 10 kilometreye hat çekiliyor. Bunların hepsini çok iyi biliyoruz. Biz ücra köşede ya da dağın tepesinde değiliz. Biz de vergi veriyoruz ama faydalanamıyoruz.” şeklinde konuştu.
KULLANDIĞIMIZ SU NE KADAR TEMİZ
Römorkların içindeki suyun temizlik oranına dikkat çeken Aydın, “Küflü su ile duş alıyorsunuz. Dişlerinizi onunla fırçalıyorsunuz. Yemek suyunu ne kadar taşıyabilirsiniz eve veya çay suyunu ne kadar eve damacana ile taşıyabilirsiniz bunları düşünmek lazım. Tankerlerin içinin küflü olmaması gibi bir ihtimal yok. O su gelip birde bu plastik deponun içinde bekleme süresi var.” dedi.