Yıkımın kontrollü değil, kontrolsüz bir yıkım olduğunu söyleyen çevre esnaf, “Belediye ile görüştük ama tüm önlemler alındı dendi. Nerede önlem? Yıkım işlerini ya biz bilmiyoruz, ya belediye bilmiyor ya da yıkım ekibi bilmiyor. Dükkânlarımız zarar görüyor ve muhatabımız yok.” şeklinde isyan etti.

Muğla’nın Menteşe ilçesi Şeyh Mahallesi, İsmet İnönü caddesi üzerinde bir firma tarafından alınan eski İş Bankası binasının yıkım işlemlerine başlandı.

Yıkılacak binanın cadde yanında olması, çevresinde birçok işyerinin bulunması ve yanındaki binaların iş hanı olarak kullanılması vatandaşları tedirgin ediyor.

Yıkım çalışması esnasında çevre esnafın tabelaları zarar görüyorken, yıkım ekibi tarafından alınan önlemler âdete pes dedirtti. Bir dükkânın tabelasında koruma amaçlı koyulan yatak dikkatlerden kaçmazken, etrafa saçan taşların tabelalara ve işletmelere zarar verdiği görüldü.

Binanın çatısına çıkarılan iş makinası yıkım yaparken yıkılan molozlar, katlarda sac tarafından oluşturulan bariyerden caddeye sıçradı.

Risk oluşturan görüntüler çevre sakinlerini ve yoldan geçen vatandaşı korkuturken, alınan önlemlere vatandaş tepki gösterdi.

Yıkılacak binanın ön yüzünün, inşaat filesi, gölgelik ya da sergilik olarak bilinen örtü ile koruma altına alındığı arka yüzünün ise önlem alınmayarak yıkım işleminin yapıldığı görüldü.

Binanın arka yüzünün yan bahçesinde bulunan Keyf-İ Çikin Kafe sahiplerinin ısrarı üzerine sadece bir kısmına koruma amaçlı sac koyulduğu öğrenilirken, yıkım esnasında düşen taşlar müşterileri korkuttu.

“BEN DÜKKÂNIMI KAPATMAK ZORUNDA KALDIM”

Malına, işletmesine veya müşterisine zarar gelmesinden korkan kafe sahibi, “Geçtiğimiz Pazar günü bir yıkım gerçekleşti ve hiçbir önlem alınmadı. Taşlar kafemin içerisine düştü. Camları kıramadılar, her yer cam oldu. Müşterilerim otururken, camlar buralara sıçradı. Ben dükkânımı kapattım. En az zararım 2 bin lira. Zarar görüyoruz.” diye konuştu.

Kafe sahibi şöyle devam etti: “Birleşik nizam, bunun temeli aşağıya kadar inecek. Bizim iki binanın temelinin ne kadar ineceği belli değil. Çok görüyoruz haberlerde birleşik olan binaların yıkımında yan binalarda ciddi anlamda çatlaklar oluşuyor. Belediye ile görüştük, yıkım iznini nasıl verdiklerini sordum, temeline girilmesi beni çok korkuttu. Bütün önlemlerin alındığı söylendi. Zaten bizlik bir şey değil, bakanlıktan onay alındı denildi. Daha sonra zabıta geldi. Ne yaparsanız yapın yıkım maalesef yapılacak dendi. Önlemler alınacak, korkmayın dendi. Bizim işletmemizin üzerinde tenekeleri ben koydurdum. Hiçbir şey olmaz diyorlar. Ben anlamıyorum, nasıl bir şey olmaz? 100 gram taş, 3 kilo ağırlıkta düşer aşağıya. Bir şey olursa, yaptırırız diyorlar. Ben esnafım, ben iş günümden olurum. Bir sürü kredim var, borcum var. Zaten pandemiden dolayı 2 yıl kapalı kaldı. Üzerine yangınları yaşadık.”

“MUHATAP OLAN YOK”

Karşısında muhatap kimse bulamadığını dile getiren kafe sahibi, “Belediyeye gidiyorum, yapı işlerine yönlendiriyorlar, yapı işleri zabıtaya, zabıta yapı işlerine, yapı işlerindeki amirine derken kimse ilgilenmiyor. Yıkım işlerini ya ben bilmiyorum, ya belediye bilmiyor ya da bu yıkım ekibi bilmiyor. Çelik giydirme denen bir sistem vardır. Komple binayı kapatırsın, arka tarafında benim işletmem var ve özellikle burayı tamamen kapatmasın gerekiyor. Şöyle bir şeyde duyduk, kepçe çalışma yaparken 2 metre yan binaya giriyor. Vatandaş uyuyormuş o esnada, siz düşünün artık saçmalığı. Bu kadar çabalamama rağmen muhatap bulabileceğim kimseyi göremedim. Burada yıkım yapılırken firmanın yetkilileri dışında, hiçbir yetkili kimse görmedik biz.” şeklinde konuştu.

‘BİZİ İLGİLENDİRMEZ’ DEDİLER

Binayı satan alan firmanın Muğla’daki yetkilisi ile görüştüğü söyleyen kafe sahibi, “Bizimle hiç muhatap bile olmadı. ‘Biz yıkım ekibine verdik, bizi ilgilendirmez’ dediler. ‘Yıkım ekibi kendi önlemlerini alır’ dediler. En önemlisi de burada dere var. Dere olan yerde fay hattı vardır. Temellerin hepsi oynayacak. Çalışmalar esnasında binalar sallanıyor. Yan binaları iş hanı. Bir sürü insan çalışıyor ve biri sürü insan binalara giriş, çıkış yapıyor. Önlem alacağız dediler ama önlem falan yok. Dükkânımın tepesine bile o tenekeleri ben zorla koydurttum. Tabelanın üzerine yatak koymuşlar. Allah aşkına ben bu çağda bu kadar aptalca bir iş görmedim. Çelik giydirme denen olması gereken önlemi almıyorlar, yatak koyuyorlar, tül geriyorlar. Oradan bir sürü insan geçiyor. Burada bir sürü müşteri oturuyor. Kimse kusura bakmasın, kimse işini yapmıyor.” dedi.

SAĞLAM BİNAYA ÇÜRÜK RAPORU MU VERİLDİ?

Çevre esnafı ve yoldan geçen vatandaşların binaya ilişkin konuşmalarında ise şu ifadeler yer aldı:

“Aslında o kadar sağlam bir bina ki. Sadece balkonlardan çıkan demirleri görmeniz gerekirdi. Bunun da araştırılması lazım, kentsel dönüşümden yararlanılması için sağlam binalara bile çürük raporu alıyor. Sağlam binaları da kentsel dönüşüme sokuyorlar. Yıkılacak olan binanın önünde kocaman bahçe var. Orası da bina olacak ve orada bir de kocaman bir dut ağacı var. O ağacı kesecekler. Nasıl izin veriliyor. Başka yerde cezai işlem uygulanırken, bu ağaç göz göre göre nasıl kesilecek? Bu alanı da kazanmak için sağlam binaya, çürük raporu vermişler. Kim verdi bu raporu? Yıkım ekibinden bile duyuyoruz, onlarda çürük raporuna şaşkınlar.”