Muğla Flash Haber’in haberine göre “Artık çalışanlarımız elleri titreyerek imza atıyor. Sanki tüm belediyeler suç örgütüymüş gibi bir algı yaratılıyor” diyen Aras, yargı mekanizmasının siyasi baskı aracı haline geldiğini iddia etti.
Ancak uzmanlara göre bu sözler, bir savunmadan çok, geçmişin hesaplarına yönelik bir refleks. Çünkü korku ortamının temel nedeni olarak bizzat Aras’ın geçmişteki hukuksuz yönetimi gösteriliyor.
İmar rantı soruşturması hafızalarda
Aras’ın Bodrum Belediye Başkanlığı döneminde yürütülen bazı imar uygulamaları ve ruhsatlandırma işlemleri nedeniyle İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma izni verdiği biliniyor.
Bu süreçte:
• Plan tadilatlarıyla milyonlarca liralık rant yaratıldığı,
• Mevzuata aykırı kişiye özel imar kararları alındığı,
• Teknik personele üst makamlarca baskı uygulandığı iddia edilmişti.
O dönemden bugüne gelen bu zihniyetin, bugün personelin hukuki sorumluluk korkusuyla hareket etmesine neden olduğu belirtiliyor.
Siyasi baskı mı, kurumsal çöküş mü?
Aras’ın “Yargı siyasi baskı aracı olarak kullanılmamalı” çıkışı, merkezi hükümete yöneltilmiş bir eleştiri gibi görünse de, uzmanlar bu açıklamayı sorumluluktan kaçış olarak yorumluyor.
Kamu Yönetimi Uzmanları: “Belediyelerde karar alma süreçleri liyakatle değil, talimatla yürütülüyor. Bu nedenle imza atan personel, tek başına sorumlu kalma korkusuyla adım atamaz hale geldi.” açıklamasında bulunuyorlar
Hizmetler aksıyor, tedirginlik derinleşiyor
Muğla genelinde son dönemde altyapı, çevre, ulaşım gibi alanlarda ciddi hizmet aksamaları yaşanıyor. Belediye içinde hâkim olan tedirginlik iklimi, birçok projeyi durma noktasına getirmiş durumda.
Aras’ın dile getirdiği “titreyen imza” metaforu, aslında belediyede derinleşen yönetim krizinin bir sembolü olarak görülüyor.
Suç örgütü algısı: Kendi yarattığı sistemin sonucu mu?
Ahmet Aras’ın “Belediyeler suç örgütü gibi gösteriliyor” şeklindeki beyanı, kamuoyunda bumerang etkisi yaratıyor.
Zira geçmişte yaşanan imar skandalları, 21/B ile verilen şaibeli ihaleler, yüksek bütçeli seminerlerin ortaya çıkması, bugün yaşanan güvensizlik ortamının temellerini oluşturuyor.
Personel, hukuka aykırı talimatlarla karşı karşıya kalmaktan çekiniyor; imza attığında ise olası bir adli süreçte yalnız bırakılacağına inanıyor. Bu durum, belediye bürokrasisinin her kademesine yayılan derin bir güven krizine işaret ediyor.