Gündem

Muğla’da Tarım Arazileri Tiny House İşgaline Uğruyor

Hayali projelerle vatandaşlar dolandırılıyor, verimli topraklar ranta kurban ediliyor. Muğla’nın doğal güzellikleriyle ünlü bölgelerinde son dönemde büyük bir tehdit ortaya çıktı. Tiny house (küçük ev) adı altında tarım arazileri yasa dışı olarak yapılaşmaya açılıyor. Mevzuata aykırı şekilde tarlalara yerleştirilen bu taşınabilir evler hem kırsal dokuyu tehdit ediyor hem de vatandaşları hayali projeler üzerinden mağdur ediyor.

Muğla’nın Ula, Dalaman, Ortaca, Köyceğiz ve Göcek gibi doğa harikası bölgeleri, kontrolsüz biçimde yayılan bu tiny house projeleriyle yapılaşmanın pençesine düştü. Tarım arazileri, yapılaşmaya kesinlikle izin verilmeyen alanlar olmasına rağmen, bazı firmalar bu alanlara yasa dışı şekilde küçük evler yerleştirerek, internet üzerinden “kooperatif hissesi” veya “parsel satış” vaadiyle pazarlama yapıyor. Ancak gerçekte ne tapu veriliyor, ne ruhsat alınıyor, ne de altyapı sağlanıyor.

Hayali Tapular, Altyapısız Araziler: Vatandaş Mağdur

Tiny house projeleri, genellikle doğayla iç içe yaşam vaadiyle sunuluyor. Ancak bu yapılar çoğunlukla yasal hiçbir izne dayanmadan inşa ediliyor. Tapulu mülk zannedilen arazilerin büyük bölümü tarım vasfında olduğu için konut yapılaşmasına kapalı durumda. Satış yapılan yerlerde ne elektrik ne su ne de kanalizasyon altyapısı mevcut. Buna rağmen projeler, “donanımlı yaşam alanı” gibi tanıtılıyor.

Birçok vatandaş, tüm birikimlerini bu projelere yatırdıktan sonra hem hukuki süreçlerle karşılaşıyor hem de ortada kalıyor. Satın alma veya kiralama işlemleri sonrasında ortaya çıkan yasal eksiklikler, ciddi idari para cezaları ve yıkım kararlarıyla sonuçlanıyor.

Bir tiny house mağduru yaşadıklarını şöyle özetledi: “Proje teslim tarihi Mart 2023’tü. Ancak bize 6 ay gecikmeli teslim edildi. Üstelik teslim aldıktan kısa bir süre sonra jandarma gelip kaçak su ve elektrik bağlantısı yapıldığını gerekçe göstererek elektriğimizi kesti. Hâlâ mağduruz. Kimse sorumluluk almıyor.”

Bir başka mağdur Gökçe K. ise şunları aktardı: “Tiny house köyünde bir parsel kiraladık. 2023 Eylül ayında KDV dahil ödememizi yaptık. Ama ne kira kontratında ne de sözlü bilgilendirmede bu alanın ruhsatsız ve izinsiz olduğu belirtilmedi. Sonradan öğrendik ki yerin imar durumu da uygun değil. Paramızı geri istedik ama ulaşamıyoruz, telefonlar açılmıyor. Bütün birikimimizi bu projeye yatırdık ve dolandırıldık.”

Uzmanlardan Uyarı: “Tarım Arazileri Geri Dönülmez Şekilde Tahrip Ediliyor”

Şehir plancıları, hukukçular ve çevre bilimciler, tarım arazilerinin bu şekilde amaç dışı kullanılmasının büyük bir tehlike oluşturduğunu vurguluyor. Hem Türkiye’nin gıda güvenliği hem de doğal denge açısından bu yapılaşmaların telafisi imkânsız zararlara yol açabileceği belirtiliyor.

İmar hukuku uzmanı Avukatlar konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:“Tiny house projeleri çoğu zaman imar planlarında konut yapılmasına izin verilmeyen tarım arazilerine kuruluyor. Yasal altyapısı olmayan, izinsiz yerleşimlerin tanıtımı internet üzerinden yapılıyor. Bu tür satışlar hem dolandırıcılık suçu kapsamına girebilir hem de alıcılar büyük cezalarla karşı karşıya kalabilir. Vatandaşın bu tür projelere yatırım yapmadan önce mutlaka yerin imar durumu hakkında belediyeden bilgi alması gerekir.”

Ziraat Mühendisleri ise şu açıklamada bulundu: “Türkiye’nin tarım arazileri her geçen gün azalıyor. Tiny house furyası, plansız ve kontrolsüz şekilde yayılarak verimli toprakları yok ediyor. Bu sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani bir meseledir. Tarıma elverişli araziler, kişisel kar uğruna yok edilmemelidir.”

Yerel Halk Tepkili: “Atadan Kalan Tarlaya Ev Yapamıyoruz”

Yıllardır tarım yapan bölge halkı da yaşananlara tepkili. Köylüler, yıllardır kendi arazilerine ev yapamazken, dışarıdan gelen kişilere tiny house izni verilmesine veya göz yumulmasına anlam veremiyor.

Köyceğiz’de yaşayan çiftçi Mehmet A., "Biz yıllardır bu topraklarda tarım yapıyoruz. Çocuklarımız için bir yapı yapmak istesek izin alamıyoruz. Ama dışarıdan biri gelip tarlayı alıyor, tiny house koyuyor. Göz göre göre işgal yaşanıyor” diyerek duruma tepki gösterdi.

Yetkililere Çağrı: Denetimler Artırılmalı, Cezalar Uygulanmalı

Uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları, Tarım ve Orman Bakanlığı ile belediyelerin imar birimlerine büyük görev düştüğünü ifade ediyor. Denetimlerin artırılması, ruhsatsız yapıların kaldırılması, halkın bilinçlendirilmesi ve internetten yapılan yasa dışı pazarlamaların durdurulması isteniyor.

Aksi halde hem bireysel mağduriyetlerin artacağı hem de Türkiye'nin en verimli tarım arazilerinden olan Muğla bölgesinin yapılaşma tehdidi altında yok olacağı uyarısı yapılıyor.