NEFİS MUHASEBESİNDE RAMAZAN AYI

NEFİS MUHASEBESİNDE RAMAZAN AYI

İbadetin neşe ve sevincini öğreten iftarı, bolluk ve bereketin kaynağı sahuru, Yüce Allah’ınhuzuruna topluca varmanın hazzını yaşatan teravihi, iradeleri eğiten ve olgunlaştıran orucu, ruhlarıdirilten mukabelesi, birlik ve beraberliği güçlendiren, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı artıranfitre ve zekatıyla paylaşma mevsimi Ramazana yeniden ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

A+A-

Ramazan;maddi ve manevi kirlerden arınmak, hatalarımızı telafi etmek, Rabbimizle olan bağımızı
olması gereken kıvama ulaştırmak, cennete giden yolu kolaylaştırmak, ömür sermayemizi iyi
değerlendirmek için fevkalede bir zaman dilimidir.
Bu kutlu zaman diliminde bize düşen, hayatımızın muhasebesini yapmaktır. Çünkü dünya fani,
ömür kısadır. Allah yarattığı her insana belli bir ömür takdir etmiştir. Ebedi olan ise ahiret hayatıdır.
Dünyada yapılan her iyilik ve kötülüğün karşılıksız kalmayacağını, bir gün hesaba çekileceğimizi
biliyor ve inanıyoruz elhamdülillah. Ama dünya işlerimizin muhasebesini en ince noktasına kadar
titizlikle yaparken acaba manevi (ahiret) hayatımızın muhasebesinde aynı hassasiyeti
gösterebiliyor muyuz ? İşte Ramazan bu muhasebeyi yapmamızı kolaylaştıran bir iklimdir.
Bu dünya hayatı bir imtihan yeridir.
Bu imtihanda başarılı olmanın yolu yaratılış gayemize uygun
hareket etmektir. Bu gaye ; bizi yaratan, yaşatan, rızık veren, şifa veren Rabbimizi tanımak, O’na
iman ve ibadet etmek, O’nun emir ve yasaklarına uymaktır. Rabbimizin en güzel kıvamda yarattığı,
yarattıklarının bir çoğundan üstün kıldığı insanı bu gayeden uzaklaştıran nefsine ve şeytana
uymasıdır. Çoğu kere yaptığımız hatalarda, işlediğimiz günahlarda, ‘’ nefsime yenildim, şeytana
uydum’’ diyerek, nefsin ve şeytanın bizi esir aldığını itiraf ederi z. Halbuki Rabbimiz bize hem akıl ve
irade vermiş, hem de kitap ve peygamberlerle bizi desteklemiştir. Kur’an ı Kerimde şeytanın, bizim
için apaçık bir düşman olduğu beyan edilmektedir. Nefis ise insanın kendi tabiatıdır. Bu tabiat
eğitilip terbiye edilmedikçe fazlalık ve aşırılıklara meyleder. İyi terbiye edilmemiş bir nefis, insanı
çoğu kere kötülük ve çirkinliklere yöneltir. Bu sebeple nefsin arzu ve isteklerine boyun eğmemek,
dinimizin üzerinde durduğu terbiye unsurlarının başında gelir.
İnsanın bir iradesi vardır, bir de alışkanlıkları vardır. Hayat serüvenimiz içerisinde
alışkanlıklarımızın bizi sonucunu düşünmeden bazı şeyleri yapmaya sevk ettiğini biliyoruz. İşte
oruç ibadeti esasında bir irade eğitimidir. Nefsin isteklerini törpülemedir. Çünkü oruç nefsin
isteklerine iradi olarak uzak durmadır. Her gün alıştığımız kahvaltı, öğle yemeği, ikindi çayı gibi
alışkanlıklarımızı, Rabbimiz emrettiği için terk etmek büyük bir irade eğitimidir.
Kendi iradesiyle helal olan şeylerden uzak kalabilen insan, haram
olanlara hiç yaklaşılmaması gerektiği bilinci ve iradesini güçlendirir. Gerektiğinde meşru bedeni ihtiyaçlarımıza belirli bir süre oruç tutturabildiğimiz gibi, nefsin ihtiyaç gibi sunduğu dedikodu, gıybet, yalan, çirkin söz gibi kötü vasıflara sürekli oruç tutturmamız gerçeğini kavramış oluruz.
Orucun farz olmasının arka planında;müslümanın cinsel arzularını, konuşmalarını, yemesini ve
içmesini kontrol altında tutması, huyunu ve ahlakını güzelleştirmesi ve nefsine sahip çıkabilme
/hakim olabilme yeteneğini kazanması vardır. Ramazanın son 10 gününde peygamberi bir sünnet
olarak yerine getirilen itikaf da nefis muhasebesi açısından nefis bir eğitimdir. Oyalandığımız ve
odaklanma sorunu yaşadığımız çağımızda; geçmişi, anı ve geleceği düşünme fırsatı sunar
bize.Fani olduğumuzu hatırlatır, hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekme erdemini
yaşatır bize.
Yaratanın emrine uygun şekilde yaşama kararlılığında olan müminler olarak heva ve heveslerimize
uymamalı,nefsin esiri olmamalı, nefisle mücadelenin ömür bo yu süren büyük cihat olduğunu
unutmadan bu hayatı dikkatli, titiz, nezih, helal haram duyarlılığıyla yaşamalıyız. Yüce Rabbimiz
Kur’an ı Kerim’de ‘’Kim Rabbinin huzurunda (suçlu) duracağından korkar ve nefsini kötü
arzularından alıkoyarsa şüphesiz cennet o nun sığınağıdır/yurdudur.’’ (Naziat/40 41) buyuruyor.
Rabbimiz bizi ahiret kaygısı taşıyan ve ahirete hazırlık yapanlardan eylesin.

Bu haber toplam 409 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.