Önceki gün yaklaşık 80 kişinin katıldığı buluşmada, Seramik Sanatçısı Pervin Özdemir’in Bodrum Kalesi, Oğuz Alpözen silüeti, amfora ve deniz figürlerini işlediği seramik kabartma, Alpözen’in kuşlu evinin dış duvarına kalıcı olarak yerleştirildi.
Sanatçılar, öğrenciler, Oğuz Alpözen sevenleri, gazeteciler ve konuyla ilgili isimlerin katıldığı etkinlik, yaklaşık iki saat sürdü. Kemal Kaşdaş’ın sunduğu programda konuşma yapan Seramik Sanatçısı Pervin Özdemir, 2011 yılında benzer bir çalışmayı Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın, İzmir’in Hatay semtinde yaşadığı apartmanın girişine “Merhaba” yazılı eserin tasarlanıp törenle yerine yerleştirildiğini dile getirerek şunları söyledi;
“Yaşamım boyunca Anadolu medeniyetleri, arkeoloji ve mitolojiden beslenerek eserler ürettim. Bu eserler hem yurt içinde hem de uluslararası platformlarda Türk seramik sanatını temsil etme onurunu yaşadım. “Tarihin Tanığı” adını verdiğimiz mermer kabartma yalnızca bir sanat eseri değil, aynı zamanda sanat ile bilimin kesiştiği bir anlatı olduğunu vurgulamak istiyorum. Amfora geçmişin bilgeliğini ve uygarlığın izlerini günümüze taşıyan önemli bir semboldür.”
Özdemir eserinde Dr. Oğuz Alpözen’in bilgi, emek ve kültürel mirasa adanmışlığını yansıttığını, onu Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin kurucusu olarak ölümsüzleştirdiğini ifade etti. Bu eserin arkeoloji ile sanat arasında bir köprü, geçmiş ile gelecek arasında bir belge niteliği taşıdığını dile getiren sanatçı, tüm arkeologlara saygılarını ileterek “Sanat ışığınız hiç sönmesin” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Etkinlikte bir konuşma yapan Oğuz Alpözen ise şunları kaydetti.
“Bodrum doğumlu Neyzen Tevfik ilk şiir kitabının adını ‘Hiç’ koymuştu. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir’in romanlarından birinin adı ‘Mavi Sürgün’dü. Ben bu ikilemi hep yaşadım. Mavi Sürgün’de miyim? Yoksa Hiç miyim? Bugün noktayı koyuyorum. Seramik sanatçısı Pervin Özdemir’in ‘Tarihin Tanığı’ adlı kabartmasıyla ‘Hiç’ olmaktan kurtuluyorum. Bardakçı Sokağı’nın başındaki Kuşlu Ev’in duvarında, ölümümden sonra da anılacağımı biliyorum.
Yaşamım boyunca pek çok açılış yaptın. Kurdeleleri, valiler, bakanlar ve Cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel kesti. Bodrum Kalesi içinde ortak akılla gerçekleştirdiğimiz sergilemeleri Kemal Kaşdaş’ın ‘Bodrum’un Aslan Kaptan Kemal Aras’ adlı kitabının giriş bölümünde yazdığım gibi ‘Hiç’ oldu.
Dünyada 8 milyar insan yaşıyor. Uzayda denizlerdeki kum tanelerinden daha çok yıldız olduğunu biliyorum. ‘ Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ü, Bodrum’u ve Bodrumluyu seviyorum. Komşularımın yeri ayrı. Sol komşum Bıçak’ların oğlunun adına Canberk, sağ komşum Büyüksöylemez’lerin küçük oğlunun adının Mert oluşu beni mutlu ediyor. Atatürk’ün öngördüğü gibi Türkleşiyoruz, çağdaşlaşıyoruz, uygarlaşıyoruz.
Neyzen Tevfik’in doğduğu ev ile Cevat Şakir’in ‘Mavi Sürgün’de betimlediği evin ‘Müze Ev’ olmasını diliyorum. Perdeyi kaldırın. Sanatın ışığı yolumuzu aydınlatsın. Sevgi yolunuz sonsuz olsun. Ne mutlu Türküm diyene.”
Katılımcılar, günün anısına topluca hatıra fotoğrafı çektirdi.
Etkinlik, Alpözen’in dile getirdiği, Halikarnas Balıkçısı’nın “Mavi Sürgün”de anlattığı evinin ve Neyzen Tevfik’in evinin müze-ev olarak yaşatılmasına dikkat çekiyor.