Girit Adası’nın kuzeydoğusunda önceki gün sabah saatlerinde meydana gelen ve büyüklüğü 6 olarak ölçülen deprem, sadece Yunanistan kıyılarını değil, Türkiye’nin batı kıyı şeridini de etkiledi. Deprem, başta Muğla ve çevresi olmak üzere Bodrum, Marmaris, Fethiye ve Kaş gibi turistik bölgelerde halkta korkuya neden oldu.

Depremin ardından açıklamalarda bulunan Türkiye’nin önde gelen jeofizik mühendislerinden Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bu sarsıntının daha büyük bir depremin habercisi olabileceğini dile getirdi. Prof. Dr. Ercan, “Bu bölgenin deprem üretme yetisi 7.2 ila 7.3’e kadar çıkabilir. Girit’in kuzeydoğusu, Güney Ege dalma-batma kuşağının tam üzerinde yer alıyor ve büyük birikimlere ev sahipliği yapıyor” dedi.

“Bu Depremler Sürpriz Değil, Uyarılarım Vardı”

Prof. Dr. Ercan, geçtiğimiz hafta yaptığı değerlendirmelerde bölgede art arda yaşanan 4 ve 5 büyüklüğündeki depremlere dikkat çekmişti. Bu depremlerin öncü nitelikte olabileceğini ifade eden Ercan, sabah meydana gelen 6 büyüklüğündeki depremin de bu zincirin bir halkası olduğunu belirtti.

“Bu deprem beni şaşırtmadı. Çünkü bu bölgede 7’nin üzerinde büyüklükte depremler tarih boyunca defalarca meydana geldi. Bu, bilimsel olarak beklenen bir gelişmeydi.”

“Depremin Kaynağı: Afrika Levhasının Hareketi”

Prof. Dr. Ercan, depremin yaklaşık 25 km derinlikte meydana geldiğini ve bu derinliğin, Afrika levhasının Anadolu levhası altına dalarak sarsıntıya yol açtığını gösterdiğini söyledi. Bu jeolojik olay, bölgede sık sık orta büyüklükte depremler yaşanmasına neden oluyor. Ancak uzmanlara göre bu tür depremler daha büyük bir enerji boşalmasının öncüsü olabilir.

Farklı kurumların odak derinliği verilerinde 17 km ile 70 km arasında değişen rakamlar vermesi üzerine de konuşan Ercan, “Bu fark, yer altı hız profillerinde kullanılan jeofizik modellere bağlıdır. Ancak ortak nokta, depremin Afrika levhası üzerinde geliştiğidir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye Kıyılarında Şiddet 4-5 Arasındaydı”

Deprem, Türkiye’nin güneybatı kıyılarında da net biçimde hissedildi. Özellikle turizm sezonuna hazırlanan Ege ve Akdeniz bölgelerinde halk büyük panik yaşadı. Depremin Bodrum, Datça, Marmaris, Fethiye, Kaş ve Kalkan gibi kıyı kentlerinde şiddetli hissedildiğini belirten Ercan, “Türkiye kıyılarında hissedilen şiddet 4 ila 5 arasındaydı. Bu tür bir sarsıntı korkuya neden olabilir ama yapısal hasar bırakacak güçte değildir” dedi.

Tsunami Riski Tartışması: “1 Metrelik Dalga Endişe Yaratmaz”

Tarihte Ege Denizi ve çevresinde yaşanan büyük depremlerin ardından tsunami benzeri “süpürtü dalgaları” meydana geldiği biliniyor. Ercan, geçmişte Anadolu kıyılarında on binlerce insanın bu tür dalgalar nedeniyle hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Bölgede tsunami riski her zaman vardır. Ancak bugünkü gibi 6 büyüklüğünde bir depremin üreteceği dalga 1-1.5 metreyi geçmez. Bu, hissedilmeyecek düzeydedir” ifadelerini kullandı.

BASKETBOLCULAR MARMARİS’TE BULUŞACAK BASKETBOLCULAR MARMARİS’TE BULUŞACAK

“Halkın Bilinci Yükseldi, Ama Sistem Aynı Yerde Sayıyor”

Son yıllarda toplumda “depremler arttı” yönünde bir algı oluştuğuna da değinen Ercan, bu düşüncenin bilimsel bir temeli olmadığını söyledi. “Depremlerin sıklığı ya da büyüklüğünde anlamlı bir artış yok. Ancak büyük depremlerden sonra halk daha duyarlı hale geldi. Bu bir bilinçlenme süreci” dedi. Kandilli Rasathanesi ve AFAD’ın gelişmiş izleme sistemleri sayesinde Türkiye’nin artık depremleri çok daha detaylı ve hızlı takip ettiğini söyleyen Ercan, bu sistemlerin kamuoyundaki farkındalığı artırdığına dikkat çekti.

Kentsel Dönüşüm Değil, Gerçek Yapısal Dönüşüm Şart

Deprem gerçeğine karşı çözüm önerilerini de dile getiren Ercan, “Türkiye’de sürekli ‘kentsel dönüşüm’ deniyor ama bu dönüşüm değil, yer değiştirme. Mevcut binalar yıkılıp yeniden yapılıyor ama bu da halkın çoğunluğu için ulaşılamaz hale geldi” diyerek uyarıda bulundu. “Beş yıl önce metrekare inşaat maliyeti 1.000 TL iken, bugün 30.000 TL’ye çıkmış durumda. Müteahhitler yüksek katılım payları talep ediyor. Emekli ya da asgari ücretli bu maliyeti nasıl karşılasın?”

Türkiye’de halkın yüzde 51’inin asgari ücretle geçindiğini vurgulayan Ercan, bu nedenle sadece %2’lik küçük bir kesimin yapısal dönüşümle kendini koruyabildiğini söyledi. Kentsel dönüşüm yerine daha gerçekçi ve kamusal destekli bir “deprem dirençli yapı politikası” geliştirilmesi gerektiğini savundu.

Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bilim temelli bir deprem stratejisine geçilmesi gerektiğini belirterek yetkililere ve kamuoyuna çağrıda bulundu: “Depremi durduramayız ama yıkımı önleyebiliriz. Bunun için samimi, bilimsel, halktan yana bir planlamaya ihtiyaç var.”

Muhabir: Hasan Telli