“Ey iman edenler, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı.”(Bakara/183). On bir ayın sultanı olarak nitelendirilen Ramazan ayının gelmesi her yıl olduğu gibi bu yıl da Müslüman camiasında sevince, coşkuya, huzura vesile olmaktadır. Ramazan ayının insana hem bedensel hem duygusal yönden çeşitli katkıları bulunmaktadır. Bu ayda nefsini terbiye etmeyi öğrenen veya hatırlayan insan, beden ile ruh gelişimini bir arada yaşamaktadır. Vücuduyla dünyevi lezzetler arasına imsak vaktinden iftar vaktine kadar mesafe koyan kişi hem sabrı hem de şükrü öğrenmekte veya hatırlamaktadır. Bu şekilde insana bireysel güzellikler kazandıran Ramazan aynı zamanda toplumumuza da güzellikler katmaktadır. Toplumun en küçük kurumu olan aileye Ramazan’ın gelmesiyle birçok güzellik yansımaktadır.

            Aile, bir toplumun temelini oluşturan ve gelişiminde etkin rol oynayan en küçük kurumdur. Toplumun iyi veya kötü olarak nitelendirilmesinde ailenin payı büyüktür. Bu bağlamda iyi ailelerin oluşmasında başta ebeveynler olmak üzere ailedeki her ferde görevler düşmektedir. Nitekim bu konuda Hz. Peygamber’in hadisi bize yol göstermektedir. “Ailenin senin üzerinde hakkı vardır.”(EbûDavûd, Tatavvu’, 27). Bu sebeple ailelerimizin iyi hale gelmesi için her birimiz üzerimize düşen görevi yerine getirmeye gayret etmeliyiz.

Günümüz dünyasındaki toplum, geçmiş dönemdeki topluma oranla hemen her bakımdan hızlı bir değişime tanıklık etmektedir. Şüphesiz bu değişimde teknolojik gelişmelerin etkisi büyüktür. Geçmiş dönem toplumunda kırsal yaşam merkezli geniş aile yapıları öne çıkarken günümüz toplumu şehir merkezli ve çekirdek aile yapısı ile kendini göstermektedir. Bu değişim aile yapısını fert sayısı bakımından etkilediği gibi manevi açıdan da etkilemektedir. Modern toplum aileleri hem yapısal olarak küçülmekte hem de aile içi iletişim ve muhabbet açısından zayıflamaktadır. İşte böyle bir dönemde Ramazan ayı ailedeki birlikteliğin, iletişimin, muhabbetin, bağın kuvvetlenmesi ve kaliteli hale gelmesi için adeta kaçırılmaması gereken bir fırsat ayıdır. Ailenin aynı sofra başında buluşmasını sağlayan iftar, sahur, cemaatle kılınan teravih namazları, mukabele gibi Ramazan ayına mahsus ibadetler aile bireylerinin ortak alanlarını ve beraber geçirecekleri vakitleri arttırmaktadır. Bu vesileler iyi değerlendirilmelidir.

            Ramazan ayı için ailelerde çeşitli hazırlıklar yapılmaktadır. Bu hazırlıklar hem maddi anlamda yeme içmeye dönük olabilirken hem de manevi anlamda ibadetlere yönelik olmaktadır. Bütün yönleriyle Ramazan ayı hazırlıkları aile bireylerinin hepsinin katılımı neticesinde yapılacak istişarelerle gerçekleştirilmelidir. Örneğin bu ayda nelerin yapılıp nelerin yapılamayacağı hakkında aile bireyleri bilgilendirilmelidir. İftar davetleri için hangi gün kimlerin davet edileceği, teravih namazlarının hangi camilerde kılınabileceği, zekat ve fitrelerin nasıl ve kimlere verilebileceği, aile bireylerinin tümünün katılımıyla mukabeleye başlanması gibi konularda aile içinde istişareler yoluyla kararlar alınabilir.

            Ramazan ayının coşkusu ve heyecanı ailede çocuklara hissettirilmelidir. Bunun için kişi kendine, eşine, çocuklarına Ramazan ayına özel hediyeler alabilir, iftar veya sahur için gerekli alışveriş hazırlıkları çocuklarla birlikte yapılabilir. Aile büyüklerinin ve çevresindekilerin sahura kalktığına veya oruç tuttuğuna şahit olan çocuk sahura kalkmaya, oruç tutmaya heveslenebilecektir. Çocukların bu hevesi kırılmamalıdır. Çocuklar sahura kaldırılabilir, sağlıklarına zarar gelmeyecek şekilde gün içinde birkaç saat oruç tutmalarına izin verilebilir. Aynı zamanda ailenin akrabalarına veya çevresine verdiği iftar davetleri hem çevre ile muhabbetin gelişmesi hem de bu sosyalleşmenin çocuk tarafından gözlemlenmesi için çok önemlidir.

Aileler bu sayılan vesilelerle bir araya gelerek ortak paylaşımlarını çoğaltabilecek ve aile içi iletişim birçok yönden gelişecektir. Ortak paylaşımların, aile içi iletişimin arttığı aile yapıları şüphesiz kuvvetli bağlara sahip olmakta, aile bireyleri huzurlu ve kaliteli bir atmosfer içinde yaşamaktadır. Aile içi iletişimin daha iyi hale gelmesi ve huzurlu toplumlarla huzurlu yarınlara ulaşmamızın niyazıyla…