“HİÇ KİMSE GÖRMEK İSTEMEYEN BİRİ KADAR KÖR OLAMAZ”

Asiye Kemik

İbni Sina’nın çok güzel bir lafı vardır.

“Hiç kimse görmek istemeyen biri kadar kör olamaz” der.

Akıl hastanesinde geçen şu hikaye, ne zaman aklıma gelse, İbni Sina’nın bu sözlerini hatırlarım hep.

Hikaye şöyle;

“Yatırıldığı akıl hastanesinde ölü olduğuna inanan, bu nedenle de yemek yemeyen ve hiçbir yaşamsal faaliyete katılmayan bir akıl hastası, tüm uzman psikiyatristlerce girişilen her çabaya rağmen ölü olmadığı konusunda bir türlü ikna edilemez.

Hastanın bu kararından vazgeçmeyeceğini anlayan ve tedavisini üstlenen psikiyatristlerden biri, sonunda hastaya ölülerin vücudunun kanayıp kanamayacağına dair bir soru yöneltir.

Hasta; ‘tabii ki kanamaz, çünkü ölülerin tüm hayat fonksiyonları durmuştur’ der.

Bunun üzerine psikiyatrist küçük bir iğne alıp hastanın parmağına batırır.

Bir müddet şaşkınlıkla parmağına bakan ve kanadığını gören hastanın tepkisi ilginçtir.

‘Lanet olsun! Ölülerin de bedeni kanarmış’ der.”

Bazen her birimiz ölü olduğuna inanan, akıl hastanesindeki o kişi gibi olabiliyoruz.

İnandığımız şey uğruna, aksi mümkün olabilecek şeyleri görmezden gelebiliyoruz.

Öyle ki aksini ispatlayacak olan şeyleri, kendi inancımıza göre eğip bükmeyi tercih ediyoruz.

Tıpkı ölü olduğuna inanan o kişi gibi.

Yaşadığının ispatı olanı eğdi, büktü ama ölü olduğu inancından vazgeçmedi mesela.

Belki de değişecek olan inancının getirecek olduğu yeni sorumluluklardan korkuyordu kim bilir?