Neval Arslan

Eğitim Sen Muğla Şubesi Yürütme Kurulunca, 2 Aralık 2019 tarihinde sonuçları açıklanan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sözlü sınavında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi yönetiminin de içinde bulunduğu sınav komisyonuna yönelik bazı sorular sunuldu.

TEŞEKKÜRLER GOCA BODRUM TEŞEKKÜRLER GOCA BODRUM

Üniversitelerin bilme arzusunun önünde engellerin olmadığı, bilimsel gerçeklik arayışı ile hakikatin çarpıtılmadan herkese karşı ileri sürülebilir ve savunulabilir olduğu, elde edilen bilginin toplumla özgürce paylaşılabildiği yerler olduğunu dile getiren Eğitim Sen Muğla Şube Başkanı Birdal Savran, “Üniversiteler; öğrenme ikliminin örgütlenmesinde ve bilginin üretilmesinde öznelerin eşitliğini, kolektif çalışmayı, paylaşımı ve dayanışmayı esas alır, farklılıkların her birinin eşitliğini, toplumsal güç dengeleri bakımından azınlıkta olanın çoğunlukla eşit değerliliğini, herkesin eşitliğini güvence altına alır.” şeklinde konuştu.

“HUKUKİ ZEMİN OLUŞTURULMALIDIR”

Şube Başkanı Savran şöyle devam etti:

“Bu nedenle eğitim ve bilim emekçileri olarak, eğitimin ve bilimsel üretimin üniversitenin tüm çalışanlarının kolektif emeğinin ürünü olduğu bilinciyle, yükseköğretim alanında her zaman ‘yok sayılan’ idari ve teknik personelin sorunlarından bir tanesi de Görevde Yükselme Sınavının yapılmamasıdır. Kamu emekçilerinin görevde yükselme ve unvan değişikliğinin en azından kağıt üzerinde ‘Liyakat ve kariyer ilkeleri çerçevesinde, hizmet gerekleri ve personel planlaması esas alınarak yapılması gerekirken maalesef ki uygulamada buna uyulmadığı ve hile yoluyla atama gerçekleştirildiği duyumları alınmaktadır. Üniversitelerde bulunan Sekreterlik kadroları Fakülte, Yüksekokul, Enstitü sınavla yükselme kapsamında olmayıp atamaya tabi kadro olarak değerlendirilmektedir. İdarenin ‘takdiri ile’ bu kadrolara atamalar yapılmaktadır. Daire Başkanlığı, Fakülte, Yüksekokul, Enstitü Sekreterliği gibi kadrolar Görevde Yükselme Sınavı kapsamına alınması için hukuki zemin oluşturulmalıdır.”

“İDARİ PERSONELİN MUTSUZLUĞU ARTTIRILIYOR”

Kadrolara atamanın da görevde yükselme gibi sınavlarla belirlenmesi gerektiğine değinen Başkan Savran, “Sınavlara giren adayların uzmanlık alanı ve kıdem gibi kriterleri baz alınarak puanları hesaplanmalı, sınav ile aldıkları puan ile bu puan toplamına göre bir değerlendirme yapılmalıdır. Liyakat ilkesini yok sayan, emekçiler arasındaki dayanışmayı ortadan kaldıran bu tür uygulamalar nitelikli bir yükseköğretim hizmetinin örgütlenmesinin ve emekçilerin insanca çalışma koşullarına sahip olmasının önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Bu durum idari personelin mutsuzluğunu arttırmakta, motivasyonunu düşürmektedir. Unutulmamalıdır ki Üniversiteler tüm bileşenleriyle bir bütün olarak hizmet üretirler.” diye konuştu.

GEREKÇE NE?

2 Aralık 2019 tarihinde sonuçları açıklanan ve şu andaki Üniversite yönetiminin sınav komisyonunda yer aldığı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sözlü sınavında sıralamaya girmeyen kaç adayın Yüksekokul, Fakülte Sekreterliği kadrolarına ataması veya görevlendirmesi yapılmasına dikkat çeken Savran, gerekçesini sordu.

Savran şöyle devam etti:

“Ülkemizde kadrolu memurluklara atanma için Kamu Personel Sınavına Girme şartı aranırken bu sınava girmeden memur olan kişilerin Yüksekokul, Fakülte Sekreterliği kadrolarına ataması veya görevlendirmesi yapılmış mıdır? İdarenin takdiri ile sekreter kadrolarına kaç kişinin ataması yapılıp, daha sonra hukukun çevresi dolanılarak tenzil-i rütbe ile alt kadro olan ama sınavla atanabilecek olan şube müdürü kadrolarına ataması gerçekleşmiştir. Üniversitemizde Sınavla atanabilecek kadrolara atama yapılmışsa atama gerekçesi nedir? Teknik Hizmetler Sınıfında olan kaç kişinin Kurumlarda yönetim, icra, büro ve benzeri hizmetleri yürüten Genel İdare Hizmetlerin sınıfında olan  Yüksekokul, Fakülte Sekreterliği kadrolarına ataması veya görevlendirmesi yapıldı.  Gerekçesi nedir. Tüm bu atama görevlendirmeler yapılmışsa atamaya veya görevlendirmeye kim, kimler karar vermektedir? Tüm bu atama görevlendirmeler yapılmışsa bu konuda devreye giren birileri veya kurumlar var mıdır? Yoksa bu atamalar sadece atanan kişinin bireysel çabalarıyla mı olmuştur?”