Muğla’nın Menteşe İlçesine bağlı Yeşilyurt,Kafacave Dağdibi Mahallelerinde yakın bir bölgede kurulması planlanan mermer ocağı için bölgede yaşayan vatandaşın aleyhine sonuçlanan ÇED raporunun iptal olması için konu yargıya taşındı. Bölgeye gelen bilirkişi heyetini 3 köyden toplanan vatandaşlar protesto etti.
Mermer ocağı kurulması planlanan yerde protestoya Menteşe Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Güven, Kafaca Mahalle Muhtarı Ömer Gülgün, Dağdibi Mahalle Muhtarı Mehmet Karaca, Yeşilyurt Mahalle Muhtarı Süleyman Boz ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Protesto da konuşan Yeşilyurt Mahalle Muhtarları Süleyman Boz bir an önce yetkililerden yardım beklediklerini dile getirerek şu sözlere yer verdi: “Burada Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün verdiği ÇED raporunun iptali için açmış olduğumuz davanın neticesi için toplandık. 16.09.2019 tarihinde verilen ÇED raporunun karşılığında muhtarlar olarak gerekli müdürlüklerine dilekçemizi verdik. Sonucunda ÇED raporunu veren Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün kararında ÇED raporu gerekli değildir kararının iptali yalnızca yargı yoluyla yapılabileceğini bildirildi. Buna istinaden biz 3 muhtar olarak idari mahkemeye dava açtık fakat muhtar olarak tüzel kişiliğimiz olamadığı için davamız iptal edildi.”
“MİLLİ SERVETTİR ANCAK YERİ BURASI DEĞİLDİR”
Muhtar Boz, sözlerine şu şekilde devam etti: “Sonrasında 3 arkadaş bir araya gelerek ve kişi olarak davamızı yeniledik. Davamızın keşif kararınca burada toplandık. 2004 yılında muhtar olduktan sonra 3 yıl içerisinde Tarım İlçe Müdürlüğü'nden Yeşilyurt'a gelen zeytin sayısı 38 bin. Bunun dışında gelenleri de düşününce sayı 100 bini buluyor. Elbette şuan mermer ocağına karşı çıkarız. Bu bir milli servettir ancak yeri burası değildir. En yakın zeytinliğimiz 100 metrededir. Yerleşim alanına 1 kilometre var. Toplam alan olan 100 hektar düşünüldüğünde ne bu dağ ne de ileride bulunan MUSKİ'ye ait olan kuyular kurtulamıyor. Yerleşim alanlarına giden su kaynakları bu dağın altından geçiyor. Halkımızın geçim kaynağı olan arıcılık, tarım, hayvancılık bu alanda yapıldığı için halkımıza etkisi büyük olur. Bizler burada açılmasına karşıyız. Tarım İl Müdürlüğünün verdiği kararın uygun bulunmadığı elimde belgelenmiş bulunmakta. Doğamız, havamız, her şeyimiz burası bizim ve biz bu nedenle buradayız, davamızın arkasındayız.”
“ZEYTİN AĞAÇLARININ YOK OLMASINI İSTEMİYORUZ”
Yeşilyurt Mahalle sakini 70 yaşındaki Nadire Özkan ise, duruma tepki göstererek, “Nasıl çocuğumuzun hasta olmasını, ölmesini istemiyorsak bu zeytin ağaçlarının da yok olmasını istemiyoruz. Bizler yıllar önce Milas'ın zeytinyağını yememek için köyün her yerini zeytin ile doldurduk. Zeytinleri elimizle diktik, elimizle suladık. Ben 60 senedir zeytin yetiştiriyorum burada. Bunca yıldan sonra bu zeytinleri heba edemeyiz. Yeşilyurt'ta yetişen zeytin hiçbir yerin zeytinine benzemez. Yıllarca emek verip aralarını sürdüğümüz, suladığımız, gübre attığımız zeytinler, bir mermer ocağı yüzünden kuruyamaz. Dağdaki çamlar oksijen kaynağı eğer bunlar olmazsa nasıl oksijen üretilecek. Bu dağda yetişen kekik, zeytin virüse iyi geliyor diye satıldı aylardır. Bu dağda 11 kuyu, içme-sulama suyu var. Çam ağaçlarındaki balsıra böceği, bal üretimine yardımcı oluyor. Dağda 12 çeşit endemik tür bitki var. Kekik, Adaçayı, Sandal ağacı, Salep, Mantar çeşitleri var. Karadağların sandalı türküsü bu dağı konu almış” dedi.
Muhtarlar ve mahalle halkından sonra açıklama yapan Deva Partisi Menteşe İlçe Başkanı Hüseyin İlker Altınsoy da duruma karşı çıktıklarını belirterek, “Ekonomik sıkıntı çeken halkımızın önüne yüklü miktarda itiraz davaları için maddi zorluklar çıkarılmıştır. Bütün bunlara rağmen duyarlı yöre halkı bunu da aşarak aralarında para toplayıp gerekli davaları açmıştır. Unutmayalım burada yaşayan insanların geçim kaynaklarının temelini oluşturan “tütün” yıllar önce bitirildi. Yörenin en eski çağlardan beri ürettiği üzüm, en kaliteli ve asit oranı en düşük zeytinyağı üretimi de bu havzadan elde edilmektedir. Binlerce aile bu topraklarda yetiştirdiği, buğday, arpa, yulaf, mısır, bahçe ürünleri, sebze ve meyve üreticiliği ile geçinmektedir. Doğanın tahribatı bir yana, binlerce yıl öncesinden kalan antik yerleşim yeri “Psya” uygarlığının da başkenti olma özelliği yok sayılmaktadır. Adına yaraşır bir belde olan Yeşilyurt artık toz ve taş yurduna dönüştürülmek istenmektedir. Biz yöre halkı olarak madenlerimiz çıkarılmasın, sanayi kollarımız gelişmesin demiyoruz. Ancak; 2004 yılında değiştirilerek korumacı maddelerden arındırılan Maden Yasası’nın ardından başlayan madencilikle, dağ, taş ve ovalar adeta köstebek yuvasına döndürüldü. Ormanlar, sular, tarım alanları, hayvancılık ve tarihi mirasın yanında yaşam alanları maden arayıcılarının tehdidi altına girmiştir. Termik santraller için açık işletilecek kömür ocaklarında açığa çıkan ağır metalli kömür karası tozlar ise işin çabası olacak” şeklinde konuştu.