“Yatağan-Muğla fayının deprem üretme potansiyeli yüksek”

“Yatağan-Muğla fayının deprem üretme potansiyeli yüksek”

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yayınlana “Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz” adı altında yayınlanan raporda Muğla Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde belde niteliğine sahip 18 mahallenin doğrudan fay zonu üzerinde olduğu belirtildi.Raporda, fay boylarından hareketle yapılan hesaplamalar doğrultusunda Yatağan-Muğla fay zonunda bulunan fay parçalarının 6.8 e varabilecek büyüklükte...

A+A-

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yayınlana “Fay Üzerinde Yaşayan Kentlerimiz” adı altında yayınlanan raporda Muğla Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde belde niteliğine sahip 18 mahallenin doğrudan fay zonu üzerinde olduğu belirtildi.

Raporda, fay boylarından hareketle yapılan hesaplamalar doğrultusunda Yatağan-Muğla fay zonunda bulunan fay parçalarının 6.8 e varabilecek büyüklükte deprem üretme potansiyelinin olduğu belirtildi.

“ÇALIŞMALAR ACİLEN BAŞLATILMALI”

Yayınlanan raporda Gökova Körfezi’nde 21 Temmuz 2021 yılında gerçekleşen 6.6 büyüklüğündeki depreme dikkat çekilerek, “Muğla ilimizin deprem zararlarından etkilenmesinin önlenmesi amacıyla bir dizi çalışmayı acilen başlatması gerektiği düşünülmektedir” denildi.

“FAY YASASI, YASALAŞMALI”

Ayrıca raporda fay yasasına da değinilerek, “Mikro bölgeleme çalışmaları kapsamında belirlenen diri fay hatlarının çevre düzeni planları dahil olmak üzere nazım ve uygulama imar planlarına işlenmesi, diri fay hatlarının sakınım bandı içinde kalan yapıların kentsel dönüşüm ve yenileme kapsamına alınarak bu alanlarda yaşayan yurttaşlarımızın can ve mal güvenliklerinin sağlanması, fay sakınım bandı içindeki alanlar için yapı sınırlaması getirilmesi ile bu sorunların çözümüne vesile olacağını düşündüğümüz fay yasasının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde acilen görüşülerek yasalaşması gerekiyor” denildi.

“YAPILAR KURALLARA UYGUN HALE GETİRİLMELİ”

Zayıf bir zemine sahip olmasından dolayı olası bir depremde şiddetle sarsılacak olmanın yanı sıra il merkezindeki binalarının altından diri fay geçen illerden birinin Muğla kent merkezi olduğunu gösteren raporda şu ifadelere yer verildi:

“Muğla’nın 6.5 dan büyük bir olası depremde hem depremin yaratacağı şiddetli sarsıntı hem de yüzey faylanması tehlikesi nedeniyle hasar alması beklenmektedir. Bu durumda en akıllıca yaklaşım yapıların deprem sarsıntısını karşılayacak biçimde kurallara uygun hale getirilmesidir. Ayrıca diri fayların yerinin net 4 olarak belirlenmesinin ardından fay sakınım bantı üzerindeki bina ve bina türü yapıların zaman içerisinde kaldırılarak bu alanlardaki nüfus yoğunluğunun azaltılması, yüzey faylanması tehlike kuşağı içerisindeki yerlerin farklı biçimde (park, günübirlik tesisler vb) kullanılması, henüz yerleşim olmayan bu tür alanlar varsa da bunların bina ve bina türü yapılar için kullanılmak üzere imara açılmaması gerekir.”

MUĞLA’DAKİ DİRİ FAYLAR NEREDE?

Muğla’daki diri fay hatları ile ilgili bilgi veriliği raporda verilen bilgiler şöyle:

“TDFH’na göre Muğla ili, Muğla fayı olarak adlandırılan çok parçalı bir diri fayın üzerinde yerleşmiştir. Doğrudan il merkezinin içinden ve yakınından geçen birçok diri fay vardır. Söz konusu fayların normal fay karakteri egemendir, yani depremlerde fayın eğimli olduğu taraf (tavan bloku) çökmekte ve en çok hasar da bu blok üzerinde meydana gelmektedir. Muğla ili de Muğla fayının tavan bloku üzerinde yer alır. Diri fayların haritalanması farklı disiplinlerden veri girişi ile jeoloji mühendisliği temelinde yapılacak paleosismolojik araştırmalar sonucu gerçekleştirilir. Diri fayların yerlerinin imar planlarına altlık oluşturacak hassasiyette haritalanması ile geçmişte hangi büyüklükte ve hangi sıklıkta deprem ürettiği, dolayısı ile gelecekte ne zaman ve ne büyüklükte deprem olabileceğine yönelik olasılıkların belirlenmesi jeolojik, jeofizik, jeodezik, jeomorfolojik ve bunlar üzerine oturacak paleosismolojik araştırmalarla mümkündür. Bu çalışmaların nasıl yapılacağına dair kılavuz TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından yayınlanmıştır. Muğla kent merkezi içerisinden geçtiği bilinen fayların tam olarak nereden geçtiği ve bu fay üzerinde son birkaç depremin hangi tarihlerde olduğu henüz yeterli detayda araştırılmamıştır. Muğla kentinin depremselliği bununla da sınırlı değildir.”

Muğla’nın gelecekteki bir olası depremi en az zararla atlatabilmesi için şu maddeler önerildi:

• Muğla ili özelinde bazı faylar üzerinde paleosismoloji çalışması yapıldığı bilinmekle birlikte, kent genelinde paleosismoloji yapılmayan ya da farklı araştırıcıların farklı sonuçlara ulaştığı fay hatları/zonları üzerinde gerekli araştırmaların yapılarak fayların geçtiği yerlerin ve deprem karakteristiklerinin tam olarak belirlenmesi,

• Muğla kent merkezinde zemin araştırmaları yapılmış olmakla birlikte il, ilçe ve içinde diri fay geçen belde ve köy yerleşimleri başta olmak üzere kent bütünündeki yerleşim yerlerinin tamamında uluslararası normlara uygun mikrobölgeleme çalışmalarının yapılması, yapılmış olan alanda ise revize edilmesi,

• Mikorobölgeleme çalışmaları kapsamında, Ege veya Akdeniz içinde meydana gelebilecek depremlerin oluşturabileceği olası tsunami etkileri de dikkate alınarak Muğla ili kıyı yerleşim alanlarının planlarının, olası tsunami etkileri de göz önüne alarak yeniden yapılması gerekti,

• MTA Genel Müdürlüğü tarafından yoğun depremlerin meydana geldiği alanlardan biri olan Muğla ili kıyı ve deniz alanları içinde kıyı ve deniz jeoloji araştırmaları yapılarak, deprem üreten fayların yeri, konumu, deprem üretme potansiyeli gibi konular açısından incelenmesi ve harita ve raporlarının hazırlanması,

• Yukarıdaki çalışma sonuçlarından elde edilecek bilgiler ve diğer disiplinlerden (inşaat, mimarlık, şehir plancıları vd.) edinilecek bilgiler ile diğer afet olasılıkları ışığında Deprem Master Planı’nın hazırlanması, 10

• Deprem master planı dikkate alınarak kentin gelişim ve yerleşim stratejilerinin belirlenmesi

gerekmekte olup bu çerçevede aktif fay hatlarının çevre düzeni haritalarına işlenmesi ve aktif fay zonlarının sakınım bantı içinde kalan alanların 1. Derece doğal eşik değerler arasına alınması,

• Nazım ve uygulama imar planlarının çevre düzeni planlarında yapılan bu değişikliklerden sonra gözden geçirilerek, aktif fay hatlarının sakınım bantları ile kıyı yerleşimlerinde tsunami etki alanlarının imar planlarına işlenerek yenilenmesi, gerektiği düşünülmektedir.

Bu haber toplam 411 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.