AİLEMİZİ ZARARLI ALIŞKANLIKLARDAN KORUMAK

AİLEMİZİ ZARARLI ALIŞKANLIKLARDAN KORUMAK

       Kainat insanın hizmeti için yaratılmış binbir çeşit renkte ve lezzette nimetlerle donatılmış bir misafiranedir. İnsan da eşref-i mahlukat (en şerefli varlık) olarak yaratılmış kainatın misafiridir. Öyle ki, Rabbimiz hem bu hayatı hem de insanın canını, bedenini bir emanet olarak ihsan etmiştir. Bu emanetlerin bir gün hesabı verileceğine göre, kişi yaşadığı zaman zaman içerisinde yaratıcısının yasakladığı aynı zamanda kendisine...

A+A-

       Kainat insanın hizmeti için yaratılmış binbir çeşit renkte ve lezzette nimetlerle donatılmış bir misafiranedir. İnsan da eşref-i mahlukat (en şerefli varlık) olarak yaratılmış kainatın misafiridir. Öyle ki, Rabbimiz hem bu hayatı hem de insanın canını, bedenini bir emanet olarak ihsan etmiştir. Bu emanetlerin bir gün hesabı verileceğine göre, kişi yaşadığı zaman zaman içerisinde yaratıcısının yasakladığı aynı zamanda kendisine ve ailesine zararlı olabilecek şeylerden uzak durmalıdır.

        Günümüz yaşam şartlarına baktığımızda insanları çok çeşitli zararlı tuzaklar beklemektedir. Bu tuzaklar hem kendimiz hem de sevdiklerimiz için büyük risk teşgil etmektedir. Zararlı alışkanlıklar deyince aklımıza sürekli yapıldığı için alışkanlık haline gelen, insanlara maddi ve manevi açıdan zarar veren alışkanlıklar akla gelmektedir. İnsanı hem ruhsal hem de fiziksel açıdan etkileyen zararlı alışkanlıklar, kişinin hayatını oldukça olumsuz etkileyen bir etmen olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kitabımız Kur’an- Kerim ve kutlu rehberimiz Hz Muhammed (sav) bizler için en doğru yaşam tarzını bize sunarak, bedene ve çevreye zarar veren tüm davranışlardan uzak durmamızı emretmekte bu emrin dışına çıkanlar içinde dünya ahiret sorumluluğundan bahsetmektedir.

        Rabbimiz Maide Suresi 90-91. ayeti kerimesinde “Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyor musunuz?” buyurmaktadır. İnsana verilmiş en büyük nimetlerden olan akletme melekesini kaybettiren içki, kumar gibi zararlı şeylerin insanlığın kötülüğüne çalışan şeytan ve yardımcılarının bir tuzağı olduğunu buyurmuş, kurtuluşa ermenin yolu olarak da bu tür alışkanlıklardan uzak durmanın gerekliliğini ilan etmiştir. Rabbinden uzaklaşan ve günaha alışan her insanın sonu hüsran, ahireti bedbaht olur elbette.

       Çevremizde de gördüğümüz üzere ailelerin dağılmasında rolü büyük olan içki ve kumar, insan ömrünün de israfı ve yıkımı demektir. “İçki bütün kötülüklerin anasıdır” fermanı ile bu bataklığa saplanan insanların ne kendisine ne de bir başkasına faydası olmaz. O zaman “müslümanım” diyen bir kul, insanın akılını ve merhametini elinden alan içki, haksız yere kazanç yolu sunan kumar, güya türlü dertlerden hayali uzaklaşmanın yolu olarak kullanılan ama daha büyük dertleri beraberinde getiren uyuşturucu ve sigara gibi tüm zararlı alışkanlıklardan uzak durmalıdır. Bunun da en önemli yolu bilinçlenmek ve irademizi etkin bir şekilde kullanabilmekten geçmektedir. Yapılan araştırmalara göre  Sağlık Bakanlığı’nın 1995 yılında 24 ilde ve 12781 lise öğrencisinde yapmış olduğu anket çalışmalarının neticelerine göre, yine “niçin içki içmiyorsunuz?” sualine, ankete iştirak edenlerin %44.6’sı (5700 kişi), “dinimizce haram edildiği için” cevabım vermişleridir. Ramazan ayına hürmeten içki kullanmayan müptelâlar olduğu gibi, Ramazan ayında alkoliklerin belli bir yüzdesi oruç tutmaktadır (%37). Araştırıcılar çalışmalarının neticesi olarak, içkiyi terk etmekte irâdenin önemli rolü olduğunu hatırlatarak, içkiyi terk etmekte inançların önemli rolü ola­bileceğini belirtmektedirler. [1]bSayısı arttırılabilecek bu örnekler göstermektedir ki, dinî inançlar insanları zararlı alışkanlıklardan hem korumada ve hem de alışmış insanların alışkanlıkla­rından vazgeçmesinde son derece önemli bir rol oynamaktadır.

Kötü alışkanlıklar insanların akıl, beden ve ruh sağlıklarının bozulmasına neden olan alışkanlıklar olarak bilinmektedir. Bağımlılık yaparak insanı bireysel ve toplumsal planda bitiren ve dışlanmasına neden olan kötü alışkanlıklar daha çok kötü arkadaş çevresi nedeniyle kazanılmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!”[2]

Özellikle çocukların zararlı alışkanlıklardan korunması büyük önem taşıyan bir unsurdur. Sigara, alkol ve uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklar, çocuklarda ve gençlerde genellikle bir özentilik sonucu başlayan alışkanlıklardır. Bu alışkanlıklar, kısa sürede bağımlılık seviyesine gelmekte ve ilerleyen yıllarda büyük problemlere yol açabilmektedir. Alkol, sigara ve uyuşturucu kullanımı, maalesef ilkokula giden çocuklarda dahi görülen alışkanlıklar olarak karşımıza çıkar. Bu sebeple de özellikle ebeveynler çocukları konusunda sevgi saygı ve ilgi ile evlatlarının çevresinde bulunan insanları yakınen tanımalıdır. Bunun yanında güzel bir rol model olamak aile bireylerinin zararlı alışkanlıklara bulaşması riskini azaltacaktır. Bunun içinde sevgi ve şefkati kuşanarak; Peygamberimiz (sav)’in “Evladlarmıza ikram ve ihsan ile muamele ediniz. Terbiyelerini iyi veriniz. Çünkü onlar Allahı’ın size hediyesidir.” buyruğuna göre hareket etmeliyiz.” [3]

Sonuç olarak; kötü alışkanlıklardan korunmak için dini ve kültürel değerlerinden haberdar olamak, arkadaş çevresini değiştirmek, arkadaş seçmek, dostluk kurmak, aile kurmak, yalnız kalmamak, iyi düşünmek, adil olmak, merhametli olmak, vicdanlı ve insaflı olmak gerekir. Böylece toplumda barış ve huzur ortamını temin ederek bireysel hayatta da mutlu ve huzurlu olmak mümkün olur. İnsanların alışkanlık sahibi olması önemlidir fakat alışkanlıkların zararlı ve kötü olması insan israfıdır. Çocuklar ve gençlere tertemiz bir dünya bırakmak konusunda göstereceğimiz gayret,sebat ve rol model olabilmek son derece önemlidir.

Ramazan Ayının gölgesi altında olduğumuz şu günleri fırsat bilerek Rabbimizin “Ey iman edenler! Kendinizi ve âilenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” [4] ferman-ı ilahisine kulak vererek, Peygamber efendimiz (s.a.v)’in “Hiçbir anne-baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.”[5] kutlu sözünü rehber edinmeliyiz ki dünyanın zararları ziyanları bizden ve sevdiklerimizden uzak olsun. Ramazanın feyzi bereketi ve affı üzerimize olsun duasıyla..

                                                                                 Fethiye İlçe Vaizi                              

                                                                                    Emine OKULU


[1] Geniş bilgi için bakınız: Diyanet Dergi, Sayı.403,Zararlı Alışkanlıklar ve Aile ;Alparslan ÖZYAZICI) 

[2](Müslim, Birr, 146.)

[3] Câmiü’s-Sağir,cilt: 1,sh.12.

[4] Tahrim 66/6

[5] Tirmizî, Birr, 33)

Bu haber toplam 285 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.