GÖNÜLLERİN VE MABETLERİN HAYAT BULDUĞU BİR KUTLU SÜNNET: İTİKÂF

GÖNÜLLERİN VE MABETLERİN HAYAT BULDUĞU BİR KUTLU SÜNNET: İTİKÂF

İnmesiyle gönüllere can veren, indiği zâtı âlemlere rahmet kılan, bir güneş misali üzerine doğduğu beldeyi ( Mekke) “Ümmü’l-Kurâ”, “el-Beledü’l-Emîn”yapan, indiği ayı ayların sultânı geceyi bin aydan daha hayır kılan;“Beşîr”, “Nezir”, “Azim”, “ Aziz”, “Hakîm” gibi isim ve sıfatlarıyla insanlığa yol gösteren kitabımız “Kur’ân-ı Kerîm” ayetleriyle;cehâletin, isyanın, şirkin, zulmün her türlüsünün en kesîf şekilde yaşandığı Mekke’yi aydınlatmadan önce Hz.

A+A-

İnmesiyle gönüllere can veren, indiği zâtı âlemlere rahmet kılan, bir  güneş misali üzerine doğduğu beldeyi ( Mekke) “Ümmü’l-Kurâ”, “el-Beledü’l-Emîn”yapan, indiği ayı ayların sultânı geceyi bin aydan daha hayır kılan;“Beşîr”, “Nezir”, “Azim”, “ Aziz”, “Hakîm”  gibi isim ve sıfatlarıyla insanlığa yol gösteren kitabımız “Kur’ân-ı Kerîm” ayetleriyle;cehâletin, isyanın, şirkin, zulmün her türlüsünün en kesîf şekilde yaşandığı Mekke’yi aydınlatmadan önce Hz. Muhammed (a.s)’i koruyan, rabbiyle arasında bağ olan, işlenen günahlardan kalbi sıkılınca sığındığı;dünyanın debdebesinden, şatafatından kaçıp uhrevî âlemlerle arasındaki perdeyi kaldıran mekanın ismidir; Hira…

Cahiliye devrinde, recep ve ramazan gibi yılın belli aylarında Nur dağında inzivaya çekilip ibadetle meşgul olan hanîf dinine mensup kişilervardı. Hz. Muhammed’in dedesi Abdülmuttalib de bunlardan biriydi. Bunlar Allah’ın varlığına, âhiretin mevcudiyetine inanmış şirk bataklığından kendilerini korumuş kişilerdi. Hatta bazılarının (Zeyd b. Amr b. Nüfeyl) Hira’da belirli bir yeri vardı.  Hz. Muhammed de otuz beş yaşlarında iken ramazan aylarında dedesinin inzivâya çekildiği Hira’daki mağaraya kapanmaya başladı. Nübüvvetin habercisi olan sadık rüyalar gördüğü son demlerde daha çok mağarada kalıp insanlardan uzaklaşmıştı.Fıtratı günahlarla bozulmamış, kalbi mâsivanın meskeni olup isyanla yıpranmamış her âdem; kendini meşgul eden, rabbine ibadet etmenin zevkine varmaktan uzaklaştıran her türlü oyun ve eğlenceden, geçici şehevi hislerden kaçıp Rahman’ın huzur iklimine girip kullukla, duayla arınmak ister.

Rabbimiz, kulları üzerindeki rahmet ve mağfiretinin bir tecellisi olarak öyle zamanlar yaratmıştır ki bu zamanlarınmânevi iklimine dalıp, her anını fırsat bilip değerlendirenler affa mazhar olmuş bahdiyar kişilerdir. İçerisinde bulunduğumuz bu kutlu mevsimi,on bir ayın sultanı ramazanı da efendimiz; “Bu ay; evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan bir aydır.”  (IbnHuzeyme, Sahih, III., 191-192 (Thk. M. M. A’zamîa), Beyrut, 1975) diye tarif ediyor. Bizler hem yaptığımız hatalarımızdan, günahlarımızdan bağışlanmak için hem de ramazanın huzur ikliminden istifade edip ruhumuzu, gönlümüzü dinlendirmek için bu ayın her anından istifade etmemiz gerekir. Efendimiz (a.s)’ de ramazan ayı girince ibadetlerini artırır, son on günü girince de itikafa girmek suretiyle dünyadan soyutlanır, rabbiyle baş başa kalırdı. Âişevâlidemizin belirttiğine göre Resûl-i Ekrem ramazanın son on gününe girildiğinde bütün geceyi ihya eder; ailesini uyandırır ve kadınlardan ayrı kalırdı. (Buhâri,”Îtikâf” , 1; Müslim, “Îtikâf”,5)  Hz. Peygamber’in bu tatbikatından hareketle âlimlerin  çoğunluğu, oruçlunun özellikle ramazanın son on gününde itikâfa girmesini sünnet olarak kabul etmişlerdir. Şirkin, isyanın, her türlü günahın işlendiği cahiliye döneminde Efendimiz (a.s)’in rabbiyle baş başa kaldığı Hira’nın konumu neyse günümüz mescitlerinin konumu da odur.

Son yıllarda yaşadığımız acı imtihanların, büyük afetlerin tesiri, hüznü hâlâ üzerimizde. Biz inanalar iman ediyoruz ki müslüman hangi konum ve şartta olursa olsun günahlarından pişman olmuş bir şekilde yaptığı hatalardan ders çıkararak samimi bir şekilde Rahman’ın kapısına iltica ederse dualarıgeri çevrilmez. Bu manada ramazan bizler için çok büyük fırsattır. Teravihlerle, mukabelelerle, oruçlarla kazandığımız güzel hasletleri itikâf ile taçlandırmalıyız. Bu sayede kalp nurlanır, zihin durulur, insan özüne dönüş yapar.

Bu haber toplam 481 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.