Aslında Ramazan ayı deyince öncelikle akla Ramazan coşkusu, Ramazan ve bayram sevinci gibi kavramlar gelir. Ramazanın gelişine sevinmeyi imanın bir göstergesi sayar Peygamberimiz. Bizler de  Ramazan ayı yaklaştıkça heyecanlanır, Ramazan ayının girmesiyle o coşku ve sevinci yaşardık. Lakin bu Ramazan bir başka oldu. Bir yanımız buruk ve hüzünlü karşıladık bu Ramazan’ı. Altı Şubatta ülkemizde yaşanılan asrın felaketi deprem, hepimizi derinden etkiledi. Binlerce insanımızın ölmesi hepimizin yüreğini yaktı. Tüm Türkiye o bölgede yaşayan kardeşlerimizin yaralarını sarmak için tek yürek olsa da felaket o kadar büyüktü ki, etkilerini hemen ortadan kaldırmak mümkün olmadı. Kaybedilenlerin acılarını bile yeterince yaşayamadan binlerce kardeşimiz çadırlarda, konteynerlerde zor bir süreci yaşama mücadelesi verirken, Ülkemiz zor bir dönemden geçerken girdik Ramazan ayına. Evet hüzünlüyüz, sevinemedik Ramazan’ın geldiğine ama biliyoruz ki Ramazan infak ayıdır, Ramazan dua ayıdır, Ramazan mü’min kardeşini görüp, gözetme, koruyup kollama ayıdır. Ve inanıyoruz ki maddi, manevi desteklerimiz ve dualarımızla Ramazan kardeşlerimizin gönüllerine ferahlık, yaraların sarılmasına vesile olacaktır inşaallah.

       Yazımızın başında Peygamber Efendimizin, Ramazanın gelişine sevinmeyi imanın göstergesi  saydığını ifade etmiştim. Hz Peygamber Ramazandan iki ay öncesinde Recep Ayı başladığında da şöyle dua ediyordu: “Ya Rabbi Recep ve Şaban ayını bize bereketli kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” Ramazan ayına ulaşıncaya kadar bu duayı tekrar ediyordu Hz Peygamber. Ramazan Ayının diğer aylardan farkı neydi ki Hz. Peygamber ona ulaşmak, kavuşmak için iki ay boyunca böyle dua ediyordu? Ramazan ayına ulaşmak neden bu kadar önemli ve bu ay neden bu kadar kıymetli idi? Bir müslüman için bu ay ne ifade ediyordu?

       Bu sorularımızın cevabını biz öncelikle Kur’an’da buluyoruz. Yüce Rabimiz öğretiyor bize Ramazan ayının önemini, değerini. Bakara Suresi 185. ayette şöyle buyuruyor Yüce Yaratıcı: “Ramazan Ayı!  İnsanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa , onu oruçlu geçirsin.” İşte Ramazan ayını değerli kılan ve onu diğer aylardan ayıran özellik; insanlık için bir hidayet kaynağı, yol gösterici bir rehber , Hakkı batıldan ayıran Kur’an-ı Kerim’in o ayda indirilmeye başlanması. Hatta Kur’an’ın indirilmeye başlandığı gece, Kadir gecesi, Kadir Suresinde bin aydan daha hayırlı bir gece olarak vasıflanır. Kur’an öyle değerli ve kutsal bir kitaptır ki indiği geceyi bin aydan hayırlı Kadir gecesine  Kadir gecesini içinde barındıran Ramazan ayını ise adeta Sevgili Peygamberimizin  yolunu dualarla beklediği bir aya dönüştürmüştür.

       Yüce Rabbimiz Ramazan ayını, bu kıymetli zaman dilimini oruçlu geçirmemizi ister. Oruç daha önceki ümmetlere de farz kılınmış, hadisi şerifte İslam dininin beş temel esasından biri olarak sayılmıştır. Hz Peygamber buyurur ki: “İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Kelime-i Şehadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, hacca gitmek ve Ramazan orucunu tutmak.” Pek çok hadisi şerifte orucun önemine işaret eder Sevgili Peygamberimiz “ Kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa onun geçmiş günahları bağışlanır.” buyurur.. Hadislerde oruç tutmanın önemi ve oruç tutanlara verilecek sevap pek çok kere vurgulanır. Orucun ahlakı olgunlaştıran,  nimetlere şükür vesilesi ve kulluğun göstergesi olan yönlerine temas edilir. Oruç aslında insanı pek çok yönden terbiye eden bir öğretmendir. Oruç insanlara zorluk olsun diye değil, insanın kemal yolculuğunda ona kazandırdığı güzel hasletler nedeniyle yani insanın hayrına olmasından dolayı emredilmiştir. Nitekim Bakara suresi 184. ayette Rabbimiz de “Bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır” buyurur.

       Ramazan ayı ve oruç ibadeti hayatın anlam ve amacını bize unutturan gündelik koşuşturmalar içinde bize kulluğumuzu, kalu beladan başlayıp ebede uzanan yolculuğumuzu yeniden hatırlatıyor. “Bu dünyaya sadece nefsin arzularını karşılamak için gönderilmedin, bundan çok daha değerli bir amacın var” diyor. Ne mutlu bu uyarılara kulak verenlere...    Selam ve dua ile...