ÖMER KIRLI

ÖMER KIRLI

MUĞLA TARHANASI YİTİP GİDEN ÇOCUKLUK ANISI

A+A-

           Kış Geldi Hazırlıklar Tamam Mı?

Malum kış geldi.

Havalar iyice soğudu. Kışlıklar dolaplardan çıkarıldı. Odun, kömür ihtiyaçları giderildi, doğalgaz bakımları yaptırıldı, sobalar, kombiler yakıldı. Uzun kış gecelerinde, demlik çaylar eşliğinde muhabbetler edilmeye başlandı.

Bilenler bilirler Muğla’nın yazı da kışı da başka bir güzeldir.

        Tarhana Çorbasının Asıl İsmi Nedir?

Muğla mutfağı, zengindir. Yöresel yemeklerimiz tüm ülkece bilinmektedir. Hatta dünya mutfağında da bilinen bir şöhreti bulunmaktadır.

Ninelerimizin, yaptığı tarhanayı bilmeyeniz yoktur. Hepimiz çocukluğumuzda, ninelerimizin sofrasında bu lezzeti mutlaka tatmışızdır.

Tarhana çorbasının, gerçek ismi Darhane çorbasıdır. Günümüze geldikçe ‘‘Darhane’’ sözcüğü ‘‘Tarhana’’ sözcüğüne dönüşmüştür.

Vakti zamanında, bir Padişah ve veziri ormana ava gitmiş. Av epey uzun sürmüş, geceye kalınmış. Dönme zamanında yollarını kaybetmişler. Bir çare sığınacak ev aramışlar.

Epey yürüdükten sonra kulübeye benzer bir evin önüne gelmişler ve kapıyı çalmışlar. Ev sahibi, Tanrı misafiridir, diyerek onları içeri almış, bu insanların kim olduğunu bilmeyerek tabii!

Evin hanımı, beklenmedik misafirlere evdeki malzemelerden güzel bir çorba yapmış. Padişah ve vezir epey açıkmış, yorulmuş ve üşümüşlerdir. Sofra kurulmuş, çorbalar kaselerde misafirlere ikram edilmiş. Misafirler bu lezzetli çorbayı kısa sürede afiyetle içivermişler.

Karınları doyan Padişah ve Vezir, üzerlerinde bulunan tebdili kıyafetleri çıkartmışlar. Ev ahalisi bu duruma çok şaşırmış ve gerçeği anlamışlar.

Karşılarında Padişah ve Veziri gören ev ahalisini biraz endişe biraz da heyecan sarıvermiş. Padişah bu durumu fark edince onlara rahat olmaları gerektiğini söyleyivermiş.

Evin hatununa, ‘‘Benim sarayımda nice nice kazanlar kaynar, nice nice ocaklar tüter. Ben böyle lezzetli bir çorba içemedim daha önce. Bu çorbanın adını deyi ver hele hatun.’’ demiş.

Evin hatunu içinden, ‘‘Çorbanın adımı olur? Çorba çorbadır!’’ diye düşünürken bir cevap vermesi gerektiğini de düşünmüş.

Birkaç saniye düşündükten sonra, ‘‘Darhane Padişahım, çorbanın adı Darhane!’’ deyivermiş.

İşte o günden bugünlere gelivermiştir, evimizin emektar Darhanesi yani Tarhanası.                Kısa süre içinde de kış mevsiminin en kıymetli öğünü oluvermiştir.

Eski Zamanlar Mı Yoksa Eski İnsanlar Mı Güzeldi?

Eskiden kışları, anneannem çok yapardı. Tarhanasız kış geçmezdi. Bir de etli oldu muydu, yeme de yanında yat misali olurdu. Eski zamanlarda yokluk vardı; ama aza kanaat edilirdi. Şimdiki zamanda böyle örf adetler, tükenmeye başladı maalesef!

Keşke çocuk olsam.

Kasetçalarda Barış Manço çalsa, anneannem yine Tarhana çorbası yapsa, sıcak sobanın yanında oturup, onunla saatlerce konuşsam…

Zaman ne de hızlı akıp gidiyor.

Zamanı koşar adımlarla yakalamaya çalışırken, en güzel dönemimiz olan çocukluğumuz elimizden akıp gidiyor. Bir daha çocuk olamamak, yitirdiğimiz en büyük zenginlik oluveriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar