Ömer Kâmil Yılmaz

Ömer Kâmil Yılmaz

MUĞLA YÖRESİ EFE- ZEYBEK VE EŞKIYA TÜRKÜLERİ ÜZERİNE-(I-)

A+A-

Muğla yöresi genel coğrafi yapı olarak Efe, zeybek türünde türküler oluşturan bir özelliğe sahiptir. Bu türküler milli bir kimlik taşır, çünkü bir geleneğin devamıdır ve zeybek havası olduğunu belli eden melodilere sahiptirler. Efe, zeybek türküleri genellikle haksızlığa uğrayıp dağa çıkmış, halktan yana tavır koymuş kişiler için oluşturulmuştur.

       Efe türkülerinin çoğunun öyküleri vardır. Çünkü bir efenin dağa çıkış serüveni ve dağ hayatında başında geçenler ve yakalanması veya öldürülmesi, bu öykünün ana hatlarını oluşturur. Zeybek havalarının büyük bölümü ağıt özelliği taşırlar. Öykülerinin bazı bölümleri türkülerinin içinden duyurulur. Örneğin. Muğla’nın Pisi –Yeşilyurt- beldesinde yaşamış Kerimoğlu Eyüp için yakılmış ”Eyüp Zeybek” ağıtının içinde bu özelliği görmek mümkündür.

                                        “Eyüp Zeybeğin geçtiği dağlar meşeli

                                         Elleri, kolları ırakı konyak şişeli.

                                         Öf öf gül bezimi soldurdun

                                         A boyları fidan boylum

                                         Sarı Sultan’mın ardına düşeli.

 

                                         Arap beni pencereden avladı

                                         Çirkin Ali ellerimi kollarımı bağladı

                                         Eyüp’ün kanlı gömleğini görünce,

                                         A boyları fidan boylum

                                         Anacığı hüngür hüngür ağmadı.

 

                                         Yerkesik’le şu Pisi’nin arası

                                         Eyüp’ün sol yanında yarası.

                                         Katil Arap Eyüp’ümü vuruverdi

                                         A boyları fidan boylum

                                         Kör olup Allah’ından bulası.

                                  H.İ.Altınsoy- Kerimoğl- Renk Mat. 2003 Muğla

Türkünün sözlerine baktığımızda Eyüp’ü, sevdiği kız Sarı Sultanı, onu vuran Arap Çavuş gibi şahısları görürken, vurulduğu mekan olarak Yerkesik  belirtilmiştir.

       Kerimoğulları’ndan bir de Bodrum’da yaşamış Kerimoğlu Ali Efe vardır. Bu Kerimoğulları aynı soydandırlar. Ali Efe de sevdiği kızı isteyince, aşağılanmayla karşılaşmış, sevdiğini kaçırıp, ölümüne neden olunca dağa çıkmak zorunda kalmıştır. Ali Efe içinde birkaç türkü yakılmasına rağmen onun yiğitliğini gösteren türküsünü alalım.

                                       “Kerimoğlu duvarlardan atladı.

                                         Silahların beşi birden patladı

                                         Vur davulcu davulların inlesin

                                         Ben gidiyomcavır Bodrum dinlesin.

 

                                         Kerimoğlu eşkıyalık ediyor,

                                         Korku versin zenginlerin yüreği.

                                         Vur davulcu davulların inlesin,

                                         Ben gidiyomcavır Bodrum dinlesin.

 

                                         Kerimoğlu duvarlardan atladı,

                                         Selamoğlu silahları topladı.

                                         Vur davulcu davulların inlesin

                                         Ben gidiyomcavır Bodrum dinlesin

                                         H.İ. Altınsoy- Menteşe Dergisi 1 Mart 2005

   Bir de Muğlalı olmamasına rağmen, Çine tarafından, Gökova dağlarına gelmiş, bu yörede eğleşirken tanıdığı Neriman isimli bir kıza aşık olmuş Çineli Kerimoğlu Efe vardır. Bu kişi de aynı kızı seven, Gökovalı Efe ile bu yörede çatışmaya girmiş, onu öldürmeyi başardığı için adına şöyle bir türkü yakılmıştır.

                                       “Kerimoğlu efem inip gelir inişten

                                         Her yanları görülmüyor gümüşten(Of anam anam)

                                         Bu efe seni neylesin?

                                         Neriman Hanım, Kerimoğlu ile gönül eğlesin.

 

                                         Kerimoğlu Efem yüksek tepeden atıyor

                                         Gökovalı Efe kanlar içinde yatıyor.

                                         Bu efe seni neylesin?

                                         Neriman Hanım, Kerimoğlu ile gönül eğlesin.”

   Mehmet Bayrak- Eşkıya ve Eşkıya Türküleri Özge- Yay 2004 Ankara

 Türküye dikkat edilirse iki efe arasında bir kadını sevmiş olmanın kavgası vardır. Türküyü yakan belli değildir ve gerek Çineli Kerimoğlu Efe, gerekse Gökovalı Efe hakkında bu türkünün içindeki anlatımdan başka bilgi mevcut değildir. Ayrıca Çineli Kerimoğlu türküsünün ilk iki dizesindeki söylem birçok efe zeybek türküsünde geçen beylik söylemlerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar