ORUÇ VE TERAVİH

ORUÇ VE TERAVİH

Ramazan ayında yatsı namazı ile salatı vitir arasında kılmış olduğumuz teravih namazı insanı dinlendiren bir namazdır. Ramazan ayının farklı bir güzelliğidir. Efendimiz as Medine’de bir ramazanda teravih kıldırmaya başlamış ilk üç günde cemaat artmaya başlamış, dördüncü gününde cemaat mescide sığmaz olmuştur. Hz. Peygamberimiz  (SAV)  ümmetine farz kılınır endişesiyle teravih namazını evde kılmaya başlamış, ashabı kiramda kendi...

A+A-

Ramazan ayında yatsı namazı ile salatı vitir arasında kılmış olduğumuz teravih namazı insanı dinlendiren bir namazdır. Ramazan ayının farklı bir güzelliğidir. Efendimiz as Medine’de bir ramazanda teravih kıldırmaya başlamış ilk üç günde cemaat artmaya başlamış, dördüncü gününde cemaat mescide sığmaz olmuştur. Hz. Peygamberimiz  (SAV)  ümmetine farz kılınır endişesiyle teravih namazını evde kılmaya başlamış, ashabı kiramda kendi hanelerinde kılmışlardır. Hz Ebubekir döneminde hem hilafetinin kısa sürmesi hem de yalancı peygamberlerle uğraşılması nedeniyle teravih namazının düzenlenmesi ile ilgili bir çalışma olmamıştır. Hz. Ömer’in hilafeti döneminde artık farz kılınma endişesi olmadığından, o ana kadar değişik sayılarda kılınan teravih namazını yirmi rekat olarak tespit edip ne güzel bidat olduğunu buyurmuşlardır. O zamandan günümüze, ramazan ayının bir neşesi olarak gerek camide cemaatle, gerekte evlerde münferit olarak ifa edilmektedir.

            Teravih namazı, müekked sünnet olarak kabul edilir. Ferden kılınabileceği gibi cemaatle kılınması daha makul ve sevaptır. Ayrıca ferden de sabah namazının vaktine kadar eda edilebilir. 2,4,8,10 rekatta selam verilerek kılınabilir. Yatsı namazının son sünneti ile vitir namazı arasında ifa edilir. Şayet kişi bir şekilde cemaatle teravih kılarken teravihin kılamadığı rekatları olursa imamla vitir namazını ifa ettikten sonra kendisi yalnız olarak diğer teravih rekatlarını kılarak yirmiye tamamlar. Kendi gecesinde kılınamayan teravih namazı diğer günlerde kaza edilmez.

            Oruç, hicretin 2. senesinde farz kılınmış İslam’ın beş esasından birisidir. İnsanlar bu dünyada Allah tarafından bir şeylerle imtihan edilirler. Peygamberler de bu imtihanların en ağırlarını geçirmişler, Allaha karşı yüz aklarıyla çıkmışlardır. İnsanları yoktan var eden cenabı mevla havayı, suyu nice nimetleri ihsan eylemiş ve bizlerden de bir kulluk beklemektedir. Her şeyimizi borçlu olduğumuz yaratıcımıza karşı onun emirlerine ve yasaklarına uyup uymadığımız kontrol edilmektedir. Allah’u teala da bizleri onun emrine uyup nefsimize kısa bir süre söz geçirmemizi beklemektedir. Bu kadar nimetleri ile bizi donatan Allaha karşı emre itaatsizlik çok büyük bir nankörlüktür. Bizim orucumuza vs. ibadetlerimize Allahın hiçbir ihtiyacı yoktur, Ancak bizim ona ihtiyacımız vardır. Oruç da Ya Rabbi ben senin emrindeyim demenin hal ve beden diliyle bir ifadesidir. Kuranı Kerimde Talut ve Calut kıssasında, Allah yolunda savaşa giden askerlerine talut, Allah sizi bir nehirle imtihan edecektir, ondan kana kana içen benden değildir. Ancak çok az içen müstesna diyerek Allahın bir imtihanını onlara bildirmiştir. Şeria nehrinin kıyısına geldiklerinde İsrailoğulları’nın çoğu sudan kana kana içerek imtihana kaybetmişlerdir. Çok azı imtihanı kazanmış ve bu imtihanı kazanan cüzi sayıdaki kuvvet kendilerinden güçlü Calut’un ordusunu malub etmiştir. Orada da cenabı hak koca ırmağın suyunu Talut’un ordusundan sakınacak değildi. Ancak disiplin durumlarını imtihan etmiş oldu. Oruç da böyle bir disiplindir. Sayir vakitte helal olan işler Ramazan ayında belli vakitlerde sınırlı olarak kısıtlanmaktadır. Allahın koyduğu bu disiplin çizgisine uyanlar, dünyada manevi bir tatmin ve huzur, ahirette de Allahın yardımıyla ebedi bir saadete kavuşacaklardır. Zaruri bir mazereti olmaksızın orucu tutmamak büyük günahlardandır. Hele ki aleni olarak insanların arasında oruç yemek, bunu da kişisel özgürlük olarak savunmak dünyevi açıdan geçiştirilsede ahirette elim bir azap ve hüsrana sebep olabilecektir.

            Bu vesileyle bir ramazana daha ulaşmış olmanın mutluluğunu ve şükrünü oruç, teravih, Kuranı Kerim tilaveti, hayır hasenatla ifa etmeye cenabı hak bizleri muvaffak eylesin. Daha nice ramazanlara sağlık sıhhat afiyet içerisinde eriştirsin. Ramazanı şerifleriniz mübarek olsun.

Bu haber toplam 326 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.