Ey iman edenler! Allaha karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. (Tevbe Suresi119)     

Özü sözü bir olan ve dürüst davranan kişiler sadıkin yani doğru olan kişilerdir. Doğruluk islam dininin en temel özelliğidir. Müslüman ile münafık arasındaki farkı ortaya çıkaran şey sadakat olduğu gibi kişiyi iman etmekten alıkoyan şey de yüce rabbimize verdiği sözü tutmamasıdır. Nitekim Araf suresinin 172. Ayet-i Kerimesinde yüce rabbimizin Ben sizin rabbiniz değil miyim? Diye sorması üzerine ademoğullarının, “Elbette öyle! Tanıklık ederiz” demeleri insanların rabblerine vermiş oldukları iman etme ve imanlarının gereğini yerine getirme sözünü bize öğretip hatırlatmaktadır. 

Doğruluk bütün hayatı çepeçevre kuşatan bir gerçekliktir. Konuşmada dürüstlük; yalan söylememek, söylenmesi gereken şeyi söylemek, aleyhine bile olsa hakkı üstün tutup yalandan uzak durmak durumlarını kapsamaktadır. Niyet ve iradede dürüstlük; iyi niyetli olmak kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemek, iradesini doğru kullanmak,faydalı bir insan olmak için çaba sarf etmek, durumlarını ihtiva etmektedir. Bununla  beraber doğruluk yukarıda da zikredildiği üzere hayatın bütün alanlarında olması gereken mümin kişinin olmazsa olmaz özelliğidir.

Peygamber efendimizin Bir kişinin kalbinde aynı anda iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hainlik ile güvenilirlik bir arada bulunmaz.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned 2-349) Hadisi şerifi bütün müslümanlar için yol gösterici bir meşaledir. Yalandan uzak durmak, aldatan olmamak insanları aldatsa bile her şeyi gören ve bilen alemlerin rabbi olan Allahı aldatamayacağını bilerek hayatımızı idame ettirmeliyiz.

Ramazan ayı nefis terbiyesi, islam ahlakının gönüllerimize ve hayatımıza yer etmesi için bulunmaz bir fırsattır. Bu mübarek ayı değerlendirip önce aldatan olmamak sonrada aldanan olmamak için nefsimizi hesaba çekmeli, ahiretini kaybeden kişinin hiçbir şey kazanamadığı gerçeğini idrak edecek kemalat ve aklı selime sahip olmak için çaba sarf etmeliyiz.