Sonu olan bir başlangıç. Günümüzde en büyük sorunlarımızdan biri de bu değil mi? Sonu yokmuş gibi yaşamak. Tüketmek, hiç bitmeyecek gibi harcamak. Belki de bu aslında bizim suçumuz değildir. Atalarımızın genlerinden gelen bir kod olabilir mesela.

                İlk insanların görüldüğü MÖ 650 bin yıl öncesine gidelim; insanlar az yiyecek buluyor ve sadece yiyecek bulmak için çabalıyor. Diğer hayati ihtiyaçlar bile ikinci planda. Önce karnını doyurmak istiyor insan.

                Birazcık yiyecek bulunca ne yapıyor biliyor musunuz? Evet, bulduğunda yiyeceği günümüz tabiri ile “tıka basa” yiyor. Ve aç kalma korkusuyla ihtiyacından fazlasını midesine yolluyor. Bakın buraya dikkat “ihtiyacından fazlasını” yiyor, midesinin alabileceğinin fazlasını yolluyor işkembeye.

                Günümüz insanına şaşmayın.  Var olan eldeki imkânları sonuna kadar kullanmak ve yiyebileceğinden fazlasını yemek istiyor. Neden mi? Çok basit. Geçmişte yaşadığı açlık ve sefalet durumu. Yani; Korkuyor! Peki, neden korkuyor? Paylaşmaktan korkuyor, aç kalmaktan korkuyor, ölmekten korkuyor! İşte kırılma buradan başlıyor. Geçmişte yaşadığı çöküntüler karşısına geliyor.

                Bunun sonuçları nereye varıyor?

                Daha fazla isteyen!

                Başka bir insanın düşüncelerini önemsemeyen!

                Çıkarları için her şeyi göze alan insanların kol gezmesine varıyor.

                 Bu pek anlaşılır olmadı değil mi? Bakın daha açık anlatayım; kendi çıkarı için insanların canına kıyan katiller işte böyle meydana geliyor.

                Hala anlaşılmadı mı?

                Daha da açıklık getireyim konuya kendi istekleri ve arzuları için başkalarının yaşam hakkına dahi saygı duymayan insanlar tarafından Türkiye’de 2020 yılında 20 Kasım tarihine kadar 234 kadın cinayete kurban gitti(Kaynaklar farklılık gösterebilir). Açlık korkusunun kaybetme korkusuna dönüştüğü, otoritesini kaybetme korkusuna büründüğü ilkel insan korkuları can almaya hala devam ediyor.

                Dönelim en başa, ilk insanların suçu mu bu? İlk insanlardan bize gelen gen kodlamaları mı bunlar? Yoksa biz 21. yüzyılda hala önünü alamadığımız bu cinayetler bu neslin tüketme isteği mi? Yerini kaybetme korkusu mu?

                Herkese merhaba bu sonu olan bir başlangıçtır.