Ömer Kâmil Yılmaz

Ömer Kâmil Yılmaz

MUĞLA TURGUT REİS LİSESİ’NİN TARİHİ VE BU LİSEDEGÖREV YAPMIŞ- ŞAİR VE YAZAR ÖĞRETMENLER-I-

A+A-

1988 yılıydı Muğla Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi’nde Edebiyat Öğretmeni olarak çalışırken (Bugün bu okulun adı: Şehit İlhan Dağdaş Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi olmuştur.) okulun açılışının ilk haftasıydı, sene başı kurulu yapıldı, kurul bitiminde Okul Müdürü Muzaffer Alkan, bana:

     -Hocam sizinle ilgili bir mesele var konuşmak istiyorum dedi ve bunun üzerine kurul bittiği için müdür odasına gittik. Karşılıklı oturunca bana:

    -Hocam valilik seni Turgut Reis Lisesi’ne almak istiyor, okulun müdürü, valiye senin ismini vermiş, ilgili vali muavini beni aradı, kendisiyle konuşun, isterse hemen liseye alalım” dedi.

Ben de liselerde çalışmak istiyordum, teklifi kabul edince, kadrom Endüstri Meslek Lisesi’nde olmak şartıyla, ertesi gün, çalıştığım okuldan ayrılma yazımı alıp, yeni görev yerim olan Turgut Reis Lisesi’ne gidip göreve başladım. Ertesi yıl yani 1989- 1990 öğretim yılında, Turgut Reis Lisesi Müdürü Mustafa Aydemir’in isteğiyle dilekçe verip, Turgut Reis Lisesi kadrosuna geçip, öğretmenliğimi bu yeni okulumda yapmaya başladım.

        Okul kadrosunda çok değerli öğretmenler vardı. Okul, üniversiteye çok başarılı öğrenciler göndermekteydi.  Girdiğim sınıflarda edebiyata ilgi duyan öğrencilerle karşılaştım. Ben de Muğla tarihi ve kültürü üzerine çalışmalar yürütüyordum. Bu çalışmamı, bu okulda daha iyi yürüteceğimi anladım. İşe, üç soruya cevap arayarak başladım. Birincisi: Liseye adını veren Turgut Reis’in kimdi olduğu?  İkincisi: Turgut Reis Lisesi’nin tarihi, yani eğitim geçmişi. Üçüncüsü: Bu okulda Türk Edebiyatı ve Tarihine veya başka dallarda eserler kazandırmış, öğretmenlerin olup olmadığıydı. Bu soruların cevabını merak edip, araştırma yaptım. Önce adını okula veren Turgut Reisi, Halikarnas Balıkçısı’nın“Turgut Reis”isimli romanını alarak, hakkında yazılmış tarihi bilgileri okuyarak, Bodrumlu önemli Amiral Turgut Reis’i öğrenmeye çalıştım ve çalıştığım okulun böyle önemli bir şahsiyetin adını taşıyor olmasından gurur duydum. 

       İkinci iş olarak Turgut Reis Lisesi’nin tarihçesini öğrenmeye çalıştım ve baktım ki, okul Turgut Reis Lisesi adını alana kadar çok uzun bir geçmiş yaşamış.

Muğla’nın da içindebulunduğu coğrafya adını bu toprakları alan Menteşe Bey’den almıştır. Menteşe Beyliği döneminde eğitim kurumlarının olduğunu, Menteşe Beyleri’nden Ahmet Gazi Bey ve İlyas Bey’in yaptırdığı medreselerden anlıyoruz. Osmanlı döneminde yöreyi ziyaret eden Evliya Çelebi, “Seyahatname” adlı eserinde, Muğla’da bulunan Şahidi Mevlevi dergahında eğitim verildiğini ve okulda çok sayıda talebenin okuduğunu yazmıştır. Zaman içinde Muğla’da ve çevresinde çok sayıda medrese görev yapmış, bu medreselerin bir kısmında okuyan suhteler (sofular-softalar) devlete ve halka karşı eylemlerde bulunmuşlardır. Örneğin:

Kara Sadık adlı bir suhte başbuğu, etrafına topladığı suhtelerle (bugünkü lise ayarı medrese öğrencileriyle)  Muğla’da terör estirmiş, halk bu insanları, yöneticilerin olumsuz davranışları nedeniyle desteklediği için sancağın müftüsü, müderrisi, imam ve hatibi bunlardan korkar olmuştur. Dönemin Sancak Beyi, Sultan III. Murat’a, Muğla’daki durumu bildirmiş, sultan da 1582 yılında Menteşe Sancak Beyi’ne ve kadılarına gönderdiği bir fermanda: Suhtelere yumuşak davranılmasını isterken, kendisi de,suhte suçlarını affetmiş, ilin ileri gelenlerine de suhte ayaklanmalarına neden olan yolsuzlukları gidermelerini isterken, kendilerinin de bu olaylara taraf olup karışmamalarını istemiştir.

            Muğla’da iptida(İlkokul) ve medreseler uzun zaman devam etmiştir.  Günümüzdeki ilkokul seviyesinde eğitim veren okullara, Sıbyan Mektebi denmekteydi. Bu okulların görevi öğrencilere okumayı yazmayı öğretmek,ilm-i hal bilgisi ile basit matematik bilgileri vermekti. Menteşe’deki ilkokul düzeyindeki okullara “Muallimhane” denmektedir. Bu okulları Menteşe’de 16.yüzyıldan itibaren görmekteyiz. Şunu da belirteyim ki 1530 yılına kadar Menteşe’deki ilkokul düzeyindeki okullarda sıbyan ibaresini görmemekteyiz Bu okullar geleneksel tarzda eğitim verirlerdi. Menteşe’de İptida adı ile açılan okullar 1883 tarihinden ibarettir ve bunların sayısı beştir Bunlardan Sekibaşı Mektebi’nde 120 öğrenci okumaktadır. Bu okulların eğitimi yetersiz olduğu için, zamanın icaplarına cevap verecek okular açmak gereğini duyulmuştur.

Tanzimat’ın ilanından sonra ülkemizde Batılı anlamda okulların açılmasına karar verilmiştir. Bu okullar(askeri okullar ve meslek okulları dışında)İpdida, Rüştiye, İdadi veya Sultanilerdir. Muğla’da. İlk rüştiye 1864 yılında bugünkü KocaMustafendi İlkokulu’nun eski binasında eğitime başlamıştır. 1878-1879 yılında Muğla Rüştiyesi’nde okuyan yoksul öğrencilere kitap ve risale bedava dağıtılmıştır. 1879 yılında öğrenci sayısı azalınca, okulda bulunan iki muallimden(öğretmenden)biri olan Abdurrahman Efendi, Buldan Rüştiyesi’ne atanmıştır. Daha sonraları öğrenci sayısı artmış, buna bağlı olarak yeni öğretmenlerin bu okula atamaları yapılmıştır.

Muğla Rüştiyesinde okuyan öğrenciler ve öğretmenler hakkında, elimizde Muğla Mutasarrıfının, rüştiye öğrencilerinin başarılı olduğuna ait üst makama gönderdiği yazısı ile bazı öğretmenlerin mükafatlandırılmaları için yaptığı teklifi, Maarif Vekaleti’nin gönderdiği cevabi yazı vardır bu yazıyı görelim.

Mekteb-i Rüştiye Müdürlüğü’ne

“31 Temmuz 1891 tarihli yazıda ”Muğla Rüştiye Mektebi öğrencileri arasında gerçekleştirilen imtihanda elde edilen sonuç, gerçekten takdir-e şayan seviyededir. Bu da öğretmenlerin eğitim öğretim görevlerini yerine getirirken, geceli gündüzlü çalışmalarından ileri geldiği ve bu durum teşvik edilmek üzere ödüllendirilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenle öğretmenlerden Hamdi Efendi ile Ahmet Efendi’nin Mecidi nişan ile taltiflerinin uygun olduğunun Maarif Nezareti’ne bildirildiği, ancak alınan cevapta Mecidi nişan verilmesinin şu an uygun olmadığı, teşvik olmak üzere kendilerini övücü yazı verilerek ödüllenmesinin uygun olacağı ifade edildiği.” 

Fon Kodu: MF.MTK- Dosya/ Gömlek No: 129/142(*)

Önceki ve Sonraki Yazılar