Ömer Kâmil Yılmaz

Ömer Kâmil Yılmaz

MUĞLA TÜRKÜLERİNE KATKI YAPMIŞ BİR OZAN- ABBAS BALCI-(-I-)

A+A-

                                              ÇORUM MEMLEKETİM GELDİM MUĞLA’YA,                            

                                               EKMEK ERDİ GELDİ GİRDİ ARAYA,

                                               HASRETİM OLMAZ MI ANA BABAYA?

                                               MUĞLA BANA VATAN OLDU DÖNEMEM.

                                               …

                                               DOĞDUĞUNA DEĞİL DOYDUĞUNA BAK,

                                               ÖZLEM ÇIRASINI YÜREĞİNDE YAK.

                                               GEÇMİŞİNİ GÖR DE GELECEĞE BAK,

                                               MUĞLA BANA VATAN OLDU DÖNEMEM.

 

                                               MEMLEKET HASRETİ İÇİMDE SAKLI

                                               FELEK ÇENBERİNİ BOYNUMA TAKTI

                                               ABBASİ GERİYE Bİ DÖNDÜ BAKTI                 

                                              MUĞLA BANA VATAN OLDU DÖNEMEM.

Muğla türkülerine katkı yapmış yerel sanatçılar dışında, bir de Muğla bölgesine gelip yerleşmiş Çorumlu Aşık Abbas Balcı’nın da yöreye kazandırdığı çok sayıda türkü vardır. Bunlar mekan olarak yöreyi ve insanını anlatsa da yazılış ve söyleyiş özelliği bakımından orta Anadolu ve Doğu Anadolu aşık geleneğinin çizgisini takip eder. Bu nedenle bu ozanın oluşturduklarını, Muğla türküsü sayılsa da bunların yöre türkülerinden ayrı olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.

            Abbas Balcı 1952 yılında Çorum’un, Osmancık ilçesine bağlı Ayva Köyü’nde doğmuştur. İlkokulu köyünde tamamladıktan sonra, değişik mesleklerde çalışmış, aşıklık mesleğini de bu arada yürütmüştür. Aşıkların meydanlarında bulunmuş, “Ozan Dili” adlı bir şiir kitabını yayınladıktan sonra, 1986 yılında Muğla iline gelmiş, TKİ’den emekli olunca, Bayır beldesine yerleşip, etkinliğini orada sürdürmüş, Muğla ve yöresinin her yanını tanıtan besteli şiirler yazıp, söylemiştir. “Muğla’nın Etrafı Çevrili Dağlar” şiirinde, Muğla’ya ait çizgileri görmemiz mümkündür.

                                               MUĞLA’NIN ETRAFI ÇEVRİLİ DAĞLAR,

                                               DAĞLARIN BAŞINDA ERİMİŞ KARLAR,

                                               OTURMUŞ KENARDA BİR GÜZEL AĞLAR.

                                              

                                               SÖYLE GÜZEL SÖYLE DERMAN OLAYIM,

                                               SÖYLEMEZSEN DERDİNİ NERDEN BİLEYİM?

 

                                               KARABAĞLAR YAYLASI GÜZELDİR HOŞTUR,

                                               BENİM SENDEN BAŞKA SEVDİĞİM YOKTUR,

                                               BENİ YAD ELLERE SORDUR SORUŞTUR,

                                               Nakarat

                                               AKYOL’UN İÇİNDE KURDUM PAZARI,

                                               SENİ GÖRDÜM HEMEN ATTIM NAZARI,

                                               DÜĞÜNÜMÜZ İÇİN TUTTUM SAZLARI,

                                              Nakarat                                         

Aşıklık, bir gelenektir ve Türk kültürü içinde çok uzun bir geçmişi vardır. Bunlar döneminin halk öykülerini ve usta malı deyişleri, usta bir aşığın yanında gezerek, bu sanatı öğrenirler. Kültürlü oldukları için bilgili ve görgülüdürler. Çeşitli il, kasaba ve köylere gittikleri için, aynı zamanda farklı bölgelerdeki gelişmelerden haberdar olup, kültürü yurdun her yanını taşıyanlardır. Söylemleri geleneksel aşık tarzıdır. Söyledikleri türküler ya bir aşığa aittir, ya da kendi besteleridir. Saz çalmasını bilirler. Günümüzde pek gezginci ozan kalmamıştır, olanlar da televizyonlarda, düzenlenen şenliklere ve aşıklar bayramlarına seslendiklerinde giderek sanatlarını icra etmektedirler. Abbas Balcı, geçmişten gelen aşıklık geleneğinin bir temsilcisidir ve Muğla yöresinde mevcut olmayan Anadolu saz aşıklığını da Muğla’ya taşımış bir ozandır.

                                               KARA KARA GÖZLERİN VAR,

                                               MELUL MELUL BAKIŞIN VAR,

                                               GAMZELERİN GÜLÜŞÜN VAR,

                                               NERDEN ALDIN SEN BU TADI?

                                              

                                               MALATYA KAYSISINDAN MI?

                                               AFYON’UN KAYMAĞINDAN MI?

                                               ŞU MUĞLA’NIN BALINDAN MI?

                                               NERDEN ALDIN BEN BU TADI?

 

                                               GÜZELLİĞİN ÖMRE BEDEL,

                                               BAKMIYORUM NAZAR DEĞER,

                                               DİLİM SAATLERCE ÖVER,

                                               NERDEN ALDIN SEN BU TADI?

                                               NAKARAT

                                              

                                               GÜZELLİĞİN BUYSA EĞER,

                                               DEĞERİN DÜNYAYI DEĞER,

                                               SENİ GÖREN AH DER GEÇER,

                                               NERDEN ALDIN SEN BU TADI?

                                               NAKARAT

                              

                                               MAH YÜZÜN BİR NUR MİSALİ,

                                               KAŞLARIN BİR AY MİSALİ,

                                               ABBASİ VURGUN MİSALİ,

                                               NERDEN ALDIN SEN BU TADI?

                                               NAKARAT                                                           

       Türkünün güftesine, yani şiirine baktığımızda, dörtlüklerin halk geleneğine uygun ve dizelerin hece ölçülü ve uyaklı olduğunu görüyoruz. Bu türkü Çorum’dan, Muğla yöresine taşınmış aşık tarzı bir eserdir. Muğla türkülerinin ölçüsüz yapısı gibi değildir. Bu yüzden aşık, kendi geleneğinin ürünü bir eser oluşturmuştur. İçinde Muğla geçse de şiir geleneği Muğla türkülerinin çoğunun yapısına benzemez. Sekiz heceli, kıtalar halinde, halk diliyle yazılmıştır. Tarafından besteli olarak söylendiğinden ezgilidir. Bütün şiirlerinin sonunda mahlasını kullanması ise aşıklık geleneğinin kendi adını taşıyan mührüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar