Türk Eğitim-Sen Muğla Şube Başkanı aynı zamanda Türkiye Kamu-Sen Muğla İl Temsilcisi Mürsel Özata, “Yıllardır siyasi iradeden güç alarak yapılan sendikacılık anlayışında hala bir değişiklik yok. Ne 15 Temmuzdan, ne de ehliyet ve liyakatin dikkate alınmadığı için kamuda yaşanan olumsuzluklardan hiç ders alınmamıştır. Milas İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde 6 aylık vekâleten yürütülen şube müdürlüğü görevinin uzatılmasında bile hala sendikal ayrımcılığa maruz kalıyoruz” dedi.
Siyasi konjuktüre göre pozisyon alan sendikal anlayışın kamu çalışanlarının haklarını savunamayacaklarını belirten Türkiye Kamu-Sen Muğla İl Temsilcisi Mürsel Özata yayınladığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Devletimizin milletiyle bölünmez bütünlüğünün sağlanması için tüm kamu çalışanlarına sendikasına, bakılmaksızın eşit şekilde muamele edilmelidir ki iş barışı sağlansın, kamu görevlilerinin kurumlarına olan güven ve aidiyet duygusu arttırılsın. Kamu çalışma hayatını olumsuz etkileyen referans, adam kayırma ve her türlü ayrımcılığa artık son verilmelidir. İcra makamının gücünü kullanarak yıllardır orantısız bir güçle sendikacılık yapan anlayış sona ermeli derken daha iktidar gücünü ele geçirmeden seçimler sonrası muhtemel siyasi irade değişikliği olacağı inancıyla şimdiden kamu çalışanlarını pozisyon almaya, sendika değiştirmeye zorlayan irade arasında hiçbir fark yoktur. Biz siyasi irade ve onun gölgesinde yeşeren sendikalarla mücadele ederken, sendikal faaliyet ve etkinlik anlamında uzun süren sessizliğini seçimlere bir sene kala bozarak canlanan sendikalar aynı metot ve yöntemlerle daha eline bile geçirmediği siyasetin gücü üzerinden üye devşirmeye ve siyasal sendikacılık yapmaya çalışmaktadırlar. Sendikal mücadele ve kazanım konusunda ortaya bir argüman koyamadan sadece Türk Eğitim-Sen’i sistemli bir şekilde kariyer basamaklarından bugüne yaşanan tüm siyasi ve sosyal olaylarda başta sosyal medya üzerinden yapılan algı yaratıcı paylaşımlarla tezyif ve tahkir ederek üye devşirmeye çalışanlara buradan sesleniyorum. Sadece üyelerinin desteğiyle sendikacılık adına çok güzel işlere imza atan, haksızlıklar karşısında mücadele eden Türk Eğitim Sen, Genel merkezinden, işyeri temsilcisine, Şube yönetiminden üyesine kadar kendi emekleriyle ilmek ilmek işleyerek hak sendikacılığının güçlü sesi haline gelmiştir. Biz ağababaları uzun süren siyasi iradenin mensupları olan sendikalarla mücadele etmekten yılmadık, yorulmadık. Daha gücü ele geçirmeden niyetlerini ortaya koyanlarla mı mücadele edemeyeceğiz. 30 yıldır gücünü sadece üyesinden alan Türk Eğitim Sen kararlı, azimli yürüyüşüne devam edecektir. Bizi başkaları ile karıştırmayın biz ne bireysel menfaatler üzerinden ne de ideolojik saplantılara dayalı sendikacılık yapıyoruz. Biz ilkeli, kararlı ve hak sendikacılığı yapan ‘İlkemiz önce ülkemiz’, ‘Türkiye sevdamız, ekmek için kavgamız’ diyen bir sendikayız. Kamu çalışanlarının, ortak haklarını bireysel menfaatlerle takas eden menfaatperest sendikacılık anlayışı ile siyasi dengeleri gözeterek pozisyon almaya çalışan sendikacılık anlayışı arasında sıkışıp kalmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Güce dayalı anlayış yerine hakka dayalı bir anlayışın hâkim olduğu, kimsenin negatif ayrımcılığa tabi tutulmadığı, ötekileştirilmediği bir anlayışın ivedilikle kamuoyunda hâkim kılınmasını istiyoruz.”