AYŞE GÜLER

AYŞE GÜLER

Ceketini Satan Şair

A+A-

Mutlaka 1-2 şiirini bildiğimiz şairimiz Orhan Veli’yi 14 Kasım 1950’ de kaybettik.Orhan Veli’den bahsetmeden önce onu ,meşhur dizleriyle sizlere hatırlatmak isterim..

“Ağlasam sesimi duyar mısınız,Mısralarımda;Dokunabilir misiniz,Gözyaşlarıma, ellerinizle?Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,Kelimelerinse kifayetsiz olduğunuBu derde düşmeden önce.Bir yer var, biliyorum;Her şeyi söylemek mümkün;Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;Anlatamıyorum.”

Babası Veli Bey,annesi Fatma Nigar Hanım..Babası Veli Bey,Cumhurbaşkanlığı Armoni Orkestrası’nın şefi oldu.Konservatuvar’da profesörlük, Ankara Radyosu’nda müdürlük yaptı.
*
Orhan Veli ilkokula Beşiktaş Akaretler İlkokulu’nda başladı.Beşinci sınıfı Ankara Gazi İlkokulu’nda okuyarak ilkokulu bitirdi.Orta okul ve liseyi Ankara’da tamamlayıp, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi.İki yıl sonra,yardımcı öğretmen,sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosu’nda çevirmek olarak görev yaptı.
*
“Beni bu güzel havalar mahvetti
Böyle havada istifa ettim 
Evkaftaki memuriyetimden
Tütüne böyle havada alıştım
Böyle havada aşık oldum
Eve ekmekle tuz götürmeyi 
Böyle havalarda unuttum
Şiir yazma hastalığım 
Hep böyle havalarda nüksetti
Beni bu güzel havalar mahvetti”
*
2 yıl sonra bu görevlerinden ayrılarak Yaprak Dergisi’ni yayımladı.
On beş günde bir yayımlanan dergi,yirmi sekiz sayı devam edebildi.Bu dergi de şairler,toplumun sorunlarını kaleme aldılar. Dergiyi sürdürebilmek için ceketini bile satan Orhan Veli, son sayıyı yayımlayabilmek için ise Abidin Dino‘nun kendine hediye ettiği resimleri elden çıkardı. 

“İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah.
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.
Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.
Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm başımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne haltedeceğimi bilemem”
*
Derginin orijinal halini,PDF olarak aratıp inceleyebilirsiniz. Derginin kapanmasının ardından İstanbul’a  geri dönen Orhan Veli, aynı yılın Kasım ayında bir haftalığına geldiği Ankara’da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul’a geri dönen Orhan Veli, 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalaştı. Hastaneye kaldırılan şair hayata veda etti.
“Duyduğum yoktu ne vakittir
Güvercin sesi, kumru sesi, pencerede;
İçime gene
Yolculuk mu düştü, nedir?
Nedir bu yosun kokusu,
Martılarn gürültüsü havalarda;
Nedir?
Yolculuk olmalı, yolculuk.”
*
1 Şubat 1951’de arkadaşları tarafından anısına Son Yaprak çıkarıldı. Tek sayı olarak basılan bu dergide Orhan Veli’nin daha önce görülmeyen şiiri “Aşk Resmi Geçidi” yayımlandı.
*
Orhan Veli genç yaşta ölümüne rağmen,bolca şiirler bıraktı dillerimize.Garipçilik hareketi ile şiir de yeniliği,halkın sorunlarını önemsedi,kaleme aldı.Orhan Veli’yi saygı ve minnetle anıyorum.

“İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor;Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda,Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;  İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;  Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;  Bir yosma geçiyor kaldırımdan;  Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.Bir şey düşüyor elinden yere;  Bir gül olmalı;  İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;  Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, bilmiyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, bilmiyorum;  Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum;  İstanbul'u dinliyorum.”

Önceki ve Sonraki Yazılar