Geçen sene yazdığım “Anneler Gününe Dair Dipnot” başlıklı yazımda “"Tüm kadınların anneler günü kutlu olsun" gibi evrensel kutlamalar bana bir dayatma gibi geliyor ki bence öyle de zaten.” Diye bir ifade kullanmıştım.
Bu yıl okuyunca fark ettim ki cümleyi yumuşatmaya çalışmış, gayet de en naif haliyle dile getirmişim. Bu kibarlığın gereksiz olduğunu düşündüm sonra. O yüzden tekrar kurmak istiyorum cümleyi, “Tüm kadınların anneler günü kutlu olsun" gibi evrensel kutlamalar bir dayatmadır.
Bu yıl da aynı düşüncemin arkasındayım. O yüzden “Anneler Gününe Dair Dipnot” adlı köşe yazımın bir kısmını sizinle paylaşmak istiyorum.
“Her kadın anne değildir, bunu istemek zorunda da değildir.
Annelik bir seçimdir.
Her seçene göre de kutsal değildir.
Kutsal olarak görene de, anne olduktan sonra aldığı sorumluluktan ötürü pişman olduğunu dile getirene de saygım var.
Ancak sırf anneliği kutsallaştırdığı için çocuklarıyla toksik ilişki içinde olanları doğru bulmuyorum.
Toksik annelere bir şey söylemek istesem galiba "çocuklarınız sizin bir uzantınız değil, kendi başına bir birey, fedakarlık söylemi altında onların omuzlarına kendi ideallerinizi yük olarak yüklemeyin" olurdu.
Öte yandan anne olmayan ya da anne olmak istemeyen, tüm kadınları kapsayan evrensel kutlamalar yerine alternatif kutlama cümleleri kurulmalı diye düşünüyorum.
Mesela aşağıdaki biçim, örneklerden biri olabilir.
"Anne olmayı dört gözle bekleyenlerin, gözü kapıda evlat yolu gözleyenlerin, evladının sesini özleyenlerin, bir hayvana 'annem' diye seslenenlerin, bugüne kendi adına anlam yükleyenlerin, anneler gününü kutlarım.
Annesi ya da evladı hayatta olmadığı için bugün paylaşılan fotoğraflara içi buruk bakan her kim varsa kaybını rahmetle anarım."
Ya da " bugüne anlam yükleyen, kutlanması kendisini mutlu eden annelerin gününü kutlarım" şeklinde de olabilir.
Örnekleri çok fazla genellemelere gitmeden çoğaltmak mümkün.
Bunun yanında bir de alınan hediyeler gözden geçirilmeli. İlla hediye alınmalı demiyorum ama hediye almak istiyorsanız gözden geçirin diyorum.
Mesela tabak, çatal, bardak takımı gibi eşyalar almayı bırakın artık.
Özellikle mutfak eşyasını kadına anneler gününde hediye olarak aldıran ve bunu garipsemeyen zihninizi yoklamalısınız.
Mutfak, diğer bazı odalar gibi ailenin ortak alanıdır.
Diğer bazı eşyalar gibi mutfak eşyaları da hane bireylerinin ortak eşyalarıdır.
Hiçbiri kadına zimmetli değildir.
Mutfak tek başına kadına ait bir alan değildir.
Alınan bazı hediyelerin alt metninde yatanın ataerkil zihniyet olduğunu okumalı ve bunu kendi elimizle pekiştirdiğimizin farkına varmalıyız.”
Kendimi bunları yazmak zorunda hissetmeyeceğim anneler günü kutlamaları umarım yakındır.
Son olarak, yazımı anneme dair cümlelerimle bitirmek istiyorum.
“Bu hayatta doğarken sahip olduğum bir şans varsa o da sensin. Senden öğrendim pek çok şeyi özellikle de güçlü kadın olmayı. Güçlü olmak adına çok fazla fedakarlık yapmamam gerektiğini de yaptığın fazlaca fedakarlıklardan gözlemledim. Bundan sonraki yıllarda ilk önce kendini düşünmeyi başarabildiğin bir seni görmeyi diliyorum. Anneler günün kutlu olsun. Seni çok seviyorum.”