Varikosel, fotoğrafta da görüldüğü gibi, erkeklerin yumurtalarındaki (testisler) toplar damarların (venlerin) genişlemesi ve şişmesi ile oluşan bir hastalıktır.

Genel olarak erkeklerin %15’inde varikosel olduğu saptanmıştır. İlk kez çocuk isteyen ancak korumasız ilişkiye rağmen bir yıl içinde gebelik sağlayamayan (Primer İnfertilite) erkeklerin %35-40’ında varikosel vardır. Bu oran daha önce çocuk sahibi olup yeniden çocuk istemesine karşın çocuk sahibi olamayan (Sekonder İnfertilite) erkekler arasında %45-80’dir. Varikosellerin % 90’ı sol testiste, % 8-9’u iki taraflı görülürken, sadece sağ testiste %1-2 oranında görülür. Solda daha fazla görülmesinin nedeni sol taraftaki anatomik yapının varikosel gelişimine daha uygun olmasına bağlanmaktadır.

Varikosel nedeniyle genellikle her hangi bir şikayet oluşmaz. Nadiren varikoselin olduğu tarafta ağrı olabilirken, ileri derecedeki varikoseller kozmetik açıdan sorun oluşturabilir. Ancak, bu yakınmalar varikoseli olanların çok azında vardır. O nedenle gerçekte varkoseli olan birçok kişi varikoseli olduğunun farkında bile değildir. Varikosel tanısı genellikle ağrı ya da şişlik şikayeti sonucu değil, istedikleri halde çocuk sahibi olamayan erkeklerin yapılan muayeneleri sonucu konulmaktadır. Çünkü varikosel, çocuk sahibi olamayan çiftlerde erkek nedenli infertilitenin bilinen en önemli sebeplerinden biridir. Tanısı hekimin yapacağı elle muayene ve ultrasonografi ile konmaktadır.

Testislerdeki kirli kanı toplayan damarlardaki bu genişleme yani varikosel nasıl oluyor da çocuk sahibi olmamızı zorlaştırabiliyor? Yumurtalarımız yani testislerimiz, normalde vücut ısısından daha düşük ısıda görevlerini yerine getiren organlarımızdır. Kanın geri dönüşünün yeterli olamaması yumurtaların etrafında kanın göllenmesine neden olarak yumurtalardaki ısıyı artırır. Ayrıca varikosel; testisler üzerindeki basınçta artma ve kan dolaşımının yavaşlaması sonucu yumurtalara yeterli oksijenin gitmemesi, yumurtaların aşırı derecede toksik maddeye maruz kalması gibi durumlara yol açar. Tüm bu durumlar sperm üretimini ve üretilen spermlerin kalitesini bozar ve sonuçta gebelik şansını azaltır.

Bir kişide varikosel olması tek başına tedavi nedeni değildir. Genellikle çocuk sahibi olamayan erkeklerde saptanan varikoseller tedavi edilmektedir. Nadiren de ağrı ve kozmetik nedenlerle varikoseli tedavi etmek gerekebilir. Ancak çocuk sahibi olamayan ve varikoseli olan kişilerde öncelikle meni tahlili (Sperm tahlili-spermiyogram) yaptırılır. Sperm sayısında ve/veya var olan spermlerin kalitesinde azalma varsa bu hastaların tedavi edilmesi gerekir. Varikoseli olup meni tahlilinde bozulma görülmeyen kişilerde varikoselin tedavi edilip edilmemesi konusunda net bir fikir birliği yoktur. Bunlarda öncelikle sperm kalitesini artırıcı tedaviler öncelikle önerilebilir.

Varikosel, ilaçlarla tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Tedavi uygulanacaksa mutlaka girişimsel bir işlem uygulanması gerekir. Bu ameliyatlarla, damarlardaki genişleme nedeniyle yumurtalarda oluşan baskı, oksijensiz kalma, toksik maddelere maruz kalma gibi durumların ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Değişik cerrahi yöntemler olmakla birlikte varikosel ameliyatlarında altın standart yöntem kasık bölgesinden yapılan ‘mikroskobik varikoselektomi’dir. Ameliyatın mikroskop eşliğinde yapılması çok önemlidir. Çünkü genişlemiş damarlara işlem yapılırken o bölgede bulunan yumurtayı besleyen atardamarlara ve sperm kanallarına zarar verilmemesi gerekir. Zarar verilmesi durumunda yumurtalarda düzelme olmayacağı gibi daha kötüye gidiş de olabilir.

Varikosel ameliyatı sonrası sperm testinde düzelme olup olmadığını görmek için en az 3 ay beklemek gerekir. Çünkü bir spermin olgunlaşıp dışarı atılması için bu kadar süreye gereksinim vardır. Dolayısıyla ameliyatın etkisi en az 3 ay sonra görülecektir ama en iyi değerlendirme ameliyattan sonra 6. ayda yapılandır. Ameliyattan sonra hastaların çoğunluğunda sperm değerlerinde düzelme olmakla birlikte tümünde düzelme olmayacaktır. Sperm değerlerinde düzelme olmasa bile bundan sonra daha da kötüye gitmemesi açısından ameliyatın katkısı olacaktır. Ameliyat sonrası hastaların normal ilişki ile çocuk sahibi olma oranlarında ciddi artışlar gözlenmektedir. Ameliyat sonrası normal ilişki ile çocuk sahibi olamayanlarda da varikosel ameliyatı, tüp bebek gibi yardımcı üreme yöntemlerinin başarısının artmasına katkı sağlamaktadır.

Varikosel ameliyatı olanlarda varikosel tekrar oluşabilmekle birlikte eğer işlem mikrocerrahi yöntemle yapılırsa nüks etme olasılığı oldukça düşük olmaktadır.

İnstagram: prof.dr.hayrettinsahin