Asiye Kemik

Asiye Kemik

PENCEREYİ KAPATMA

A+A-

Evde, arabada, otobüste, uçakta ya da bir vapurda en çok sevdiğim yerlerden biridir pencere kenarları.
Aldığım biletler hep pencere kenarıdır mesela.
Pencere kenarındadır çalışma masam ve sandalyem. Molalarda kafasını kaldırdığı zaman insan, farklı renkler görmek istiyor çünkü. Öyle zamanlar olur ki otururum pencere önüne geleni, gideni hatta bazen gelemeyeni ve de gidemeyeni izlerim. Yolda kavga eden çiftler ile öpüşenler de buna dahil.
Zaman zaman gördüklerimi ve de göremediklerimi not almışlığım da olur mesela.
"İnsan göremediğini nasıl not alır?" demeyin bana. Sizin hiç anda görmeyip sonradan fatkettikleriniz olmadı mı?
Her neyse…
Pencere notlarından bahsetmek istiyorum biraz size.
Örneğin Ayşe kadın teyze, elindeki çuvalı doldurmak için genellikle gün ağarırken başlar güne.
Gün ağarırken uyuduğum zamanlardan biliyorum. Birimiz günü bitirirken ötekimiz başlatırdı.
Halbuki ikimizin de derdi aynıydı. Hayat çabası.
Benimki beni o saatte anca uyuturken, onunki o saatte uyandırıyordu işte.
Benim onu gördüğümü bilmezdi ama farketse başarılar dileyen duasını eksik etmez, sonra
gelir bir de yanağımdan öperdi. Çünkü karşılıklı içtiğimiz tek acı kahveyi unutmadı o hiç.
Ben de zaman zaman pencereden dışarıyı izlerken çınlatırım onun kulaklarını.
Bir de bir çocuk vardı. Tanımıyorum. Ama terliklerinin içine giydiği renkli örme patikleri en çok hatrımda kalandı. Hatta bazen soğuk kış gününde üzerine polar battaniye alır koşa koşa bakkala giderdi.
Havaların soğuk olduğu bir gün, yine gördüm onu. Ayağında üzerinde bastığı ayakkabıları, içinde rengarenk örme patikleri ve üzerinde polar battaniye ile koşa koşa bakkala gidiyordu.
Dışarıdan bakınca çok rahat bir insan gibi görünüyordu. Belki de bakkala gitmek için bile aynaya bakmadan dışarı çıkamayan bana öyle gelmişti. Hep yapmak istediğim ama
yapamadığım evden çıkış halini bir başkasında görünce özenmiştim galiba.
Kendime notlar yazdığım not defterime aşağıdaki notu iliştirmiştim sonra.
"Penceremin önünden ayağına patik giymiş, ayakkabısının üzerine basmış, ceketinin üzerine de polar battaniye almış bir çocuk geçti bakkala. Uzaktan bakınca o kadar rahat görünüyordu ki 'keşke' dedim içimden 'keşke şu çocuk kadar rahat olabilsem bu hayatta.'
Ve kendime 'pencerenin önünden geçen çocuğun rahatlığını unutma Asiye' diye not yazarken
notun eksik olduğunu farkettim. 'ya da rahatlığın arkasındaki zarureti unutma Asiye. Ve aklının hep bir köşesinde dursun; bazı şeyler göründüğünden daha fazladır bazen, ya da belki çok daha az.'"

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.